Mehmet Emin Tokadi Türbesi
1990'lı yılların ortalarında Macit Flordun'un antikacıyı canlandırdığı “Mehmet Emin Tokadi” filmi, beyaz sinema akımının önemli eserlerinden kabul edilir. Karanlık ve dipsiz bir mağarada define sevdalısı Aydın'a, Tokadi Hazretleri'nin ibretlik hayatı ışık olur. Şehr-i İstanbul'un karmaşası içinde onun nurlu kabri, bir ada gibidir. Zaten Hazret'in dualarından biri de nasibi olanların ziyaretine gelmesi yönündedir. Peki, kimdir bu hem 17. hem de 18. asrın kollarını birbirine kavuşturan adam?
Mehmet Emin Tokadi Kimdir?
"İyilikte mükâfat, kötülükte hazan var" sözü ile hatırlanan Mehmet Emin Tokadi, miladi 1664 doğumlu. İsminden sonra gelen nispetten de anlaşılacağı üzere kendisi Tokatlıdır.
İlim tahsilinin ilk demlerini memleketinde geçirir. Bir müddet sonra yolunu İstanbul'a düşürür. Şeyhülislam Mirzazade Mehmet Efendi'den uzun süre ders alır. Yedikuleli Hattat Abdullah Efendi'den hat sanatını öğrenir. Bu arada reisülküttap makamında kâtiplik vazifesi alır. Bu makam, o vakitler Dışişleri Bakanlığı kurulmadan önce dış politikanın yürütüldüğü yerdir.
Mekke'de İmam-ı Rabbanî Hazretleri'nin oğlunun talebesine talebe olur, yani Ahmet Yekdes Cüryanî'ye. Olay şöyle anlatılır: Mehmet Emin Tokadi Hazretleri, ilk günü Kâbe'yi tavaf ve ziyaretle geçirir. Ertesi gün sabah namazını kıldıktan sonra mübarek bir zatın, talebeleriyle Harem-i Şerifte sohbet ettiğini görünce, oturup dinlemeye koyulur. Sohbetten sonra dinlediği zat ona hitaben: "Hoş geldin Emin Efendi!" der. Bu karşılaşmadan sonra gönlü ısınır, cilalanır ve Tokadi, asıl hocasına kavuşmuş olur. Üç sene derslerine ve sohbetlerine devam edip tasavvufta kemale erer. Ardından bir kere daha İstanbul günleri... Buradaki beş senesi talebelere ders vermekle geçer.
Daha sonra Ahmed Yekdest Hazretleri'nin halifesi Muhammed Kumul Efendi ile birlikte oldukça önemli bir Kudüs ziyaret var hayatında. Bu seyahati sırasında hadis âlimlerinden Ahmed Nahli Mekki'den, hadis ilminde icazet alır.
Kudüs'te bir sene kaldıktan sonra Mekke'ye geri döner. Bu arada Muhammed Kumul Efendi, Mekke suyollarının tamiri vazifesini yürütüyor, Mehmed Emin Tokadi Efendi de katiplik yapıyordur. Birlikte Medine'ye giderek, Darüssaade ağası Hacı Beşir Ağa ile tanışırlar.
Tokadi Hazretleri'nin 1705 senesinde İstanbul'a dönerek Şehzade Camii'nde dersler vermesi, yavaş yavaş tanınmasına vesile olur. Davetlere icabet eder; Habeşistan, Kudüs, Mekke ve Medine'ye ara ara yine gider, ama 1717'de yeniden İstanbul'a döner.
Önce Eyüp Sultan Hazretleri'nin, sonra da Peygamber Efendimizin türbedarlığını yapar. Ahir ömründe ise vefat edeceği 1745 senesine kadar İstanbul'da yaşar. Etrafına geniş bir talebe halkası birikir. Bürokrasiden de bağlıları vardır. Ali İzzet ve Yeğen Mehmet Paşalar gibi sadrazamlar her fırsatta onun yanı başındadırlar örneğin.
İstanbul sokaklarını adımlar, alemi seyrederek halkı Hakk'a davet eder. Her sene vasiyetini yazarak insanlara yaşadıkları hayatın geçiciliğine hatırlatmada bulunur. Son vasiyetinde ise İstanbul'a ilk geldiğinde kaldığı yere gömülmek ister, yani Piri Paşa Medresesi'nin avlusuna. 81 yıl ömür süren hazretin üç kere Hızır Aleyhisselam ile görüştüğü rivayet edilir; ilki Kâbe'de, İkincisi Mısır'da, son defa da Fatih Camii'nde.
Türkçe, Arapça ve Farsça eserler veren hazret, ahiret hayatını son nefesine kadar anlatır durur. Makamının kapısındaki levhada 'Edeple gelen lütufla gider' yazar, birçok türbede olduğu gibi. Onun şu duası ile sözü sonlandıralım: “Ömürlerinde bir kez bizi ziyaret eden imanını kurtarmadıkça vefat etmesin!"
Hurda Teferruat/Meraklısına
Hacı Beşir Ağa, ünlü harem ağalarındandır. Muhtemelen 17. yüzyıl ortalarında doğar. Küçük yaşta bir zenci köle olarak İstanbul'a getirilir ve Kızlarağası Yapraksız Ali Ağa'nın yanında yetişir. Zamanla padişah musahibliğine yükselen Beşir Ağa 1705'te saray hazinedarı da olur. 1713'te zamanın Darüssaade Ağası Süleyman Ağa ile birlikte önce Kıbrıs'ta, sonra da Mısır'da ikamete mecbur edilir. Daha sonra buradan Hicaz'a gönderilir ve şeyhülharemlik makamına tayin edilir. 1717'de İstanbul'a getirilerek Darüssaade Ağası olur. On üç yılı III. Ahmed, on altı yılı da I. Mahmud zamanında olmak üzere toplam yirmi dokuz yıl harem ağalığı görevinde bulunan Beşir Ağa, 3 Haziran 1746 tarihinde vefat eder. Türbesi Eyüp'te Eyüp Sultanın Türbesi'ne bitişik olan hazirededir.
Mehmet Emin Tokadi Türbesi Nerede?
Unkapanı'nın karşısında yer alan Zeyrek Yokuşu'ndan sağa doğru yol alın. Yokuş bittiğinde türbeyi görmüş olacaksınız.