Beyazıt Mahallesi, İstanbul’un Fatih ilçesinde yer alır. Osmanlı İmparatorluğu zamanından kalan çok değerli tarihi yapılara ev sahipliği yapar. Tarihi yarımada içerisinde kalan mahallede İstanbul’un siluetini oluşturan birçok eser bulunur. Ünlü Kapalı Çarşı, Beyazıt Meydanı, Beyazıt Camii gibi tarihi mekanlar Beyazıt Mahallesi’nde ziyaret edilebilir.
Bölge İstanbul’un önemli noktalarında da yakın mesafededir. Ayasofya Müzesi,
Sultanahmet Meydanı,
Topkapı Sarayı, Süleymaniye Camii, Binbirdirek Sarnıcı ve Mısır Çarşısı Beyazıt'a oldukça yakın konumda bulunur. Bu makalemizde
Beyazıt’ta gezilecek yerler listesini sizin için sıraladık.
Kapalı Çarşı
II. Bayezid ve Nuruosmaniye Camileri ile Mahmutpaşa Çarşısı arasında bulunan,
dünyanın en büyük kapalı alan çarşısıdır.
II. Bayezid ve Nuruosmaniye Camileri ile Mahmutpaşa Çarşısı arasında bulunmaktadır. Önceleri kumaş, sonraları ise değerli eşyaların ticaretinin yapıldığı üstü kapalı çarşılara bedesten denilmektedir. Buradaki ilk çarşının Doğu Roma İmparatorluğu'ndan kaldığı sanılmaktadır. İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet (1451-1481), şehrin ticari hayatının hareketlenmesi için, bugünkü
Kapalı Çarşı’nın İç Bedesten (Bedesten-i Atik-Eski Bedesten) bölümünü yaptırmıştır ya da Doğu Roma İmparatorluğu’ndan kalan çarşı bu adla yenilenmiştir.
Aynı zamanda Ayasofya Camisi'ne gelir sağlamak amacıyla da inşa edilen bedesten 15 kubbeli kagir bir yapıdır. Bedestenin 4 kapısı vardır. Bu kapıların birinin üzerinde Doğu Roma İmparatorluğu’nun arması bulunmaktadır, iç Bedesten’in doğusunda ya Fatih Sultan Mehmet’in ya da Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı Yeni Bedesten (Bedesten-i Cedid) yer almaktadır. Bir yolunda ipekle, diğer bir yolunda pamukla sandal adı verilen kumaşlar dokunduğu ve satıldığı için bu bedestene Sandal Bedesteni adı verilmiştir. 20 kubbeyi taşıyan 12 ayaklı bir çarşıdır. Zamanla Kapalı Çarşı’nın çevresine yapılan dükkanların da üstleri örtülerek çarşıya eklenmesiyle yapı genişletilmiştir.
Bir zamanlar çarşının her sokağında ve caddesinde sülalelerle, dolayısıyla milliyetlerle anılan belirli mesleklere ait dükkanlar ve bu mesleklerin imalathaneleri bulunurken, bu zanaatlardan günümüze yalnızca caddelere ve sokaklara verdikleri isimleri ulaşabilmiştir. Terlikçiler, Aynacılar, Fesçiler, Tuğcular, Kalpakçılar gibi. Kimi bölümleri ahşap olan çarşı 1651 yılında büyük bir yangın geçirmiş, 1701 yılında çıkan bir başka yangında hasar görmüştür. Bunun üzerine Sultan II. Mustafa (1695-1703) çarşıyı kagir olarak yaptırmıştır. 1894 yılında meydana gelen depremde de hasar gören çarşı, ciddi bir şekilde onarılmış ve 1898 yılında yeniden hizmete açılmıştır. 1943 yılında çıkan yangında çarşının döşemeciler ve yorgancılar bölümü, 1954 yılında çıkan yangında ise Kalpakçılar Caddesi yanmıştır. 1980'li yıllardan sonra onarılarak günümüze ulaşan çarşının 18 girişi bulunmaktadır. Bunların 8’i ana kapıdır.
Çarşının en bilinen kapılarından biri, Nuruosmaniye Camisi'ne bakan Nuruosmaniye Kapısı'dır.Her dönemin kendi olanakları ve gereksinimleri doğrultusunda üretilen malların satışının gerçekleştirildiği çarşıda, eskiden var olan bir çok zanaat günümüze ulaşamamıştır. Günümüzde Kapalı Çarşı’da daha çok altın-gümüş ürünleri, deri ürünleri, halı-kilim, hediyelik eşyalar satılmaktadır. Ayrıca, çarşıda mezat (açık arttırma) salonu da bulunmaktadır.
Kapalı Çarşı 40 bin m2lik bir alana yayılmış, yaklaşık 60 sokak ve 4 bin dükkandan oluşmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun her yöresinden gelen malların da satışa çıkarıldığı çarşı, aynı zamanda esnafa ait dolap ve sandık adındaki odalarda zenginlerin değerli eşyaları, altınları ve paralarının saklanmasıyla ve bunların esnaf tarafından değerlendirilmesiyle döneminin bankasıdır.Mahmut Paşa Külliyesi ve Camisi
Mahmutpaşa’da, Nuruosmaniye Külliyesi’nin kuzeydoğusunda bulunan külliye.
Mahmut Paşa Külliyesi, Sadrazam Mahmut Paşa tarafından 1460-1474 yılları arasında Mimar Atik Sinan’a (Sinaneddin Yusuf Bin Abdullah) yaptırılmıştır. Külliye, cami, medrese, sıbyan mektebi, imaret, han, hamam ve türbe bölümlerinden oluşmaktadır. Fakat bu yapılar topluluğundan günümüze ancak cami, türbe, han, medresenin kubbeli bir dershanesi ve hamamın erkekler bölümü ulaşabilmiştir. Yan mekanlı olan caminin yapımı 1462 yılında tamamlanmıştır. Caminin ana mekanında 2 büyük kubbe, yan taraflarda üçer küçük kubbe ve caminin giriş bölümünde ise, beş küçük kubbe bulunmaktadır. Giriş bölümünün önündeki 5 kubbeli son cemaat yerinin kubbeleri 6 kesme taş sütunla desteklenmiştir.
Bir yangın sonucunda hasar gören camiyi Sultan III. Osman (1754-1757) 1755 yılında onartmıştır. Çevresi işlemeli mermerle süslenmiş kapının yanında, bu onarıma ilişkin bir kitabe bulunmaktadır. 1766 yılında meydana gelen depremde cami yıkılmıştır. 1785 yılında yeniden onarılan cami, 1827 yılında çıkan büyük bir yangında da hasar görmüştür. Bunun üzerine cami 1829 yılında yeniden onarılmıştır. Ayrıca, külliye 1939 ve 1953 yıllarında da onarım görmüştür. Mahmut Paşa’ya ait olan türbe hazire bölümünde bulunmaktadır.
Caminin kuzeyinde bulunan Kürkçü Hanı iki katlı ve iki avlulu bir yapıdır. Bu han o dönemden günümüze ulaşabilmiş tek han örneğidir.Beyazıt Meydanı
Doğu Roma İmparatorluğu döneminden günümüze kadar kentin önemli merkezlerinden biri olan meydan.
Beyazıt Meydanı 390’lı yıllarda Doğu Roma imparatoru Theodosius (379-395) tarafından Konstantinopolis’i güzelleştirme çalışmaları sırasında büyük bir meydan olarak yaptırılmıştır. O dönemdeki adı Forum Theodosii'dir (Theodosius Meydanı). Yeni Roma (İstanbul) inşa edilirken Roma hem örnek alınmış hem de taklit edilmiştir. Meydana Roma’da bulunan sütunlara benzeyen, üzerinde imparatorun heykelinin bulunduğu, üzeri tunç boğa başlarıyla süslenmiş ve iç kısmında da bir merdivenin yer aldığı bir sütun dikilmiştir. Meydanın Forum Tauri (Boğa Meydanı) adıyla da anılması bu boğa başlarından ileri gelmektedir. Latin istilası’nda Doğu Roma imparatoru Murtzuphlos (1204) bu sütunun tepesinden aşağı atılarak öldürülmüştür. Sütun Sultan II. Bayezid döneminde (1481-1512), çevrenin inşasında malzeme olarak kullanılmıştır. Bu sütundan günümüze ancak birkaç mermer blok ulaşabilmiştir, imparator Theodosius ayrıca meydana Bazilika Theodosiana adında bir bazilika yaptırmıştır. Osmanlı dönemlerinde Beyazıt Meydanı’na Bayezid Külliyesi ve
Beyazıt Kulesi inşa edilmiştir. 1960’iı yıllardan sonra meydana Hürriyet Meydanı adı verilmişse de, bugün Beyazıt Meydanı adı kullanılmaktadır.
İstanbul'un fethinden sonra 1457 yılında, Fatih Sultan Mehmet (1451-1481) ilk sarayım buraya inşa ettirmiştir. Eski Saray (Saray-ı Atik) adıyla anılan bu sarayda Fatih Sultan Mehmet 1478 yılında kadar oturmuştur. 1541 yılma kadar çeşitli amaçlar için kullanılan saray, aynı yıl çıkan bir yangından sonra onarılarak saray kadınlarına tahsis edilmiştir. 1866 yılında yıkılan sarayın yerinde bugün İstanbul Üniversitesi yer almaktadır.II. Bayezid Külliyesi ve Camisi
Beyazıt Meydanı’nda bulunan ve Sultan II. Bayezid tarafından yaptırılmış olan külliye.
Sultan II. Bayezid (1481-1512) tarafından 1500-1505 yılları arasında inşa edilen yapının mimarı konusunda kesin bir bilgi mevcut değildir. Külliyenin mimarı ya Mimar Sinan Hayreddin, ya Mimar Kemaleddin ya da Yakup Şah Bin Sultanşah'tır. Yapılan son çalışmalar Yakup Şah Bin Sultanşah’ı ön plana çıkarmaktadır. Külliye, cami, imaret, medrese, sıbyan mektebi, tabhane, kervansaray ve hamam bölümlerinden oluşmaktadır.
II. Bayezid Külliyesi Fatih Külliyesi’nin simetrik yapısından farklı bir biçimde, dağınık olarak inşa edilmiştir. Bu yüzden tabhaneye bitişik olan tek şerefeli her iki minaresinin arasındaki uzaklık 79 metredir. Ayasofya örnek alınarak yapılan cami, külliyenin ortasında bulunmaktadır. 4 ayak üzerine oturan kubbenin çapı 16,78 metredir.
Doğu Roma imparatorluğu döneminden kalma olup da onarılamayacak kadar kötü durumda olan yapılar, Osmanlı döneminde şehrin yeniden inşasında kullanılmışlardır. Bunun örneği, Bayezid Camisi’nin avlu döşemelerinde ve IV. Murad döneminde (1623-1640) yapılan şadırvanın sütunlarında görülebilmektedir.
Külliyenin imareti ve kervansarayı günümüze ulaşabildiği kadarıyla
İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi tarafından kullanılmaktadır. Külliyenin medresesinde ise, Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi yer almaktadır. Mihrap tarafında bulunan küçük hazirede II. Bayezid’in, 1512 yılında Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılan türbesi bulunmaktadır. Külliyede II. Bayezid'in kızı Selçuk Hatun ile Tanzimat Fermanı’nı hazırlayanlardan Mustafa Reşid Paşa'ya ait türbeler de yer almaktadır. II. Bayezid Camisi 1797,1870,1940 ve 1958 yıllarında onarılmıştır.
İstanbul'un fethinden sonra onarılamayacak yapıların malzemeleri yeni inşa edilecek yapılar için kullanılmıştır. Bunun örneğini II. Bayezid Camisi'nin avlu döşemelerinde ve şadırvanında görmek mümkündür.Sahaflar Çarşısı
Kapalı Çarşı’nın Fesçiler Kapısı ile II. Bayezid Camisi arasında bulunan çarşı.
Osmanlı döneminden günümüze ulaşan kitapçıların bulunduğu en eski çarşıdır. Kapalı Çarşı’da bir zamanlar elliye yakın sahaf dükkanı bulunmaktaydı. 1894 yılındaki depremde Kapalı Çarşı’da meydana gelen hasarlar sonrasında, sahaflar bugünkü yerlerine taşınmıştır. O zamanlar Hakkaklar Çarşısı olarak bilinen bu çarşı, sahafçı sayısının artmasından dolayı
Sahaflar Çarşısı adını almıştır.
Çarşıda bulunan dükkanlar ilk dönemlerden beri, kitap meraklılarının, yazarların, din ve ilim adamlarının uğradıkları ve sohbet ettikleri yerlerdir. Matbaa sonrası dönemde bile özellikle el yazması eserler büyük ilgi görmüştür.
Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi
Beyazıt Meydanı’nda, Bayezid Külliyesi’nin Bayezid Medresesi bölümünde bulunmaktadır.
1968 yılında Sultan Selim Medresesi'nde Türk Yazı Sanatları Müzesi adıyla açılan müze, Bayezid Medresesi’nin onarım görmesinden sonra buraya taşınmış ve Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi adıyla ziyarete açılmıştır. Müzede ünlü hattatlara ait levhalar, tuğralar, taş, cam, kumaş, maden gibi malzemelerin üzerine yazılmış eserler ve Kur’anlar sergilenmektedir.
Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi, pazar ve pazartesi günleri dışında her gün 09.00-16.00 saatleri arasında ziyaret edilebilmektedir.
Beyazıt Kulesi
İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüsü içinde bulunur ve yangın gözetleme kulesi olarak yapılmıştır.
İlk kule ahşaptan yangın gözetleme kulesi olarak, Sultan II. Mahmut (1808-1839) tarafından Krikor Amira Balyan’a yaptırılmıştır. 1826 yılında yeniçeri ayaklanması sonucunda yıkılan kulenin yerine yenisi, 1828 yılında Serasker Hüseyin Paşa tarafından Krikor Amira Balyan’ın kardeşi Senekerim Balyan'a kesme taştan yaptırılmıştır. 1849 yılında bazı değişikliklere uğrayan kule, 1889,1894 ve 1909 yıllarında onarılmıştır. 1909 yılında düşen bir yıldırım yüzünden kulenin yıldırım siperi bozulmuştur. Günümüze ulaşabilen kulenin yüksekliği 85 metredir. Yuvarlak gövdesi kare şeklindeki bir kaidenin üzerine oturmaktadır.
Yapının merdivenleri ahşaptır. Kulenin, Nöbetçi Katı, işaret Katı, Sepet Katı ve Sancak Katı adlı bölümleri vardır. Beyazıt Kulesi tarihi görevi olan yangın gözetleme işini bugünde yerine getirmekte ve bununla birlikte meteorolojik bilgiler edinmek amacıyla kullanılmaktadır.
Kulenin tepesinde yanan çeşitli ışıklar, ertesi günün hava durumu hakkında bilgi vermektedir.
Beyazıt Nerede, Nasıl Gidilir?
Avrupa Yakasındaki Fatih ilçesine bağlı olan
Beyazıt İstanbul Mahallesi, tarihi yarım ada olarak ta bilinen merkezi bir noktada bulunduğu için
İstanbul’un her yerinden tramvay ve otobüs hatları kullanılarak ulaşımı mümkündür.
Kendi araçları ile Beyazıt’a gelmek isteyenler için ise; mobil cihazlarınızdaki navigasyon uygulamaları ile aşağıdaki haritayı kullanarak ulaşa bilinir.