1/25.000 ölçekli haritalar üzerinde yapılan ölçümlere göre Uludağ Milli Parkı coğrafik olarak; 29° 03' 16" - 29° 16' 34" doğu boylamlarıyla, 40° 03' 28" - 40° 10' 17" kuzey enlemleri arasındadır. Kuzeybatı-Güneydoğu yönünde uzanan masifin uzunluğu yaklaşık 40 km, genişliği ise 20 km kadardır. Masif batı ve güneyden Nilüfer çayı, kuzey ve doğudan ise Bursa ve İnegöl ovaları ile doğal olarak sınırlandırılmıştır.
Topoğrafik Yapısı
Prof. Dr. İhsan Ketin, Uludağ'ı muhtelif seviyelerde aralarında bariz topografik farklar bulunan üç muhtelif bölgeye ayırır. Bunlardan birincisi ve en yüksekte olanı zirveler bölgesidir. 2200 m. den yukarıda bulunan bu mıntıka, 2486 rakımlı batı zirve ile 2543 metrelik doğu zirve (Karatepe)'nin bulunduğu yüksek kısımdır.
Uludağ'ın en yüksek yeri, 2543 m. rakımdaki "Uludağ Tepe"dir. Diğer yükseltiler; Çifte Senaber Tepe (2524 m), Dörttepeler (2512 m), Karataş Tepe (2486 m), Rasatdüzü Tepe (2480 m), Zirve Tepe (2468 m), Ebirmelik Tepe (2440 m), Kirseyazılı Tepe (2340 m), Kuşaklı Kaya (2232 m), Arpakarı Tepe (2229 m), Taputkaya (2133 m), Şahinkaya Tepe (2130 m), Arpakarı (2129 m), Paşaçayırı Tepe (2100 m), Tutyelitepe (2090 m), Çardakseki Tepe (2065 m), Hacıhasan (2052 m), Fatin Tepe (2045 m), Cennetkaya (1990 m), Katıröldü Tepe (1981 m), Enginarlı Tepe (1858 m), Kurtkaya Tepe (1841 m), Çobankaya (1750 m), Bakacak Tepe (1734 m), Yantekir Tepe (1630 m) dir.
Dağın güneyindeki Aras çağlayanı ve zirvede görülen buzul izleri Uludağ'ın ilgi çekici jeomorfolojik özellikleridir. Türkiye'deki ilk buzul devri izleri Prof. Dr. Alfred Philippson tarafından Uludağ'da tespit edilmiştir. Uludağ buzul ve buzul arası dönemlerde Trakya üzerinden gelen boreal fauna elemanlarının Batı Anadolu'daki yayılış alanı üzerinde bulunan önemli sığınaklardan biridir. Kirazlıyayla, Oteller bölgesi ve Çobankaya üçgeninde buzullar tarafından şekillendirilmiş çok sayıda granit blok vardır. Birçok bölge (Çobankaya, Kurbağakaya, Taputkaya, Cennetkaya, Yılanlıkaya, Kurtkaya, Filkaya, Devetaşı) adlarını bu ilginç kaya oluşumlarından almaktadır.
İkinci kısım 2200 m. ile 1750 m. arasında yayılmış bulunan yaylalar bölgesidir. Bu yüksek yüzeyler sahası, batıda Karabelen'den başlayarak Kirazlı yayla, Kırkpınar yayla, Koğukdere yayla, Kapıdere yayla ve Büyükdere yayla, Kıran yayla ile doğuda Aksu vadisine kadar devam eder. En bilinenleri piknik amacıyla tercih edilen Kadıyayla (1200 m), Kirazlıyayla (1500 m.), Sarıalan yayla (1600 m.), Sobran yayla (1660)'dır.
Milli Park sınırları içinde 2000 m.den yüksek yaylalar, çevredeki köylerin otlak alanlarıdır.
Uludağ'ın en yüksek yaylası 2500 m. ile göller bölgesindeki Karagöl yayladır.
Üçüncü ve aşağı kısım kenar bölgesidir. Burası 1750 metreden 150 metreye kadar inen dik yamaçlı ve sarp vadilerle kesilmiş etek mıntıkasıdır.
Milli park sınırlarında Otelgözü sırtı, Karçukuru sırtı, Kırkpınarlaryolu sırtı, Kovukdere sırtı, Delmece sırtı, Kapıdağ sırtı, Güllütaş sırtı, Hasanağa yaylası sırtı, Erikliyayla sırtı, Çaylakkaya sırtı, Katıröldü sırtı, Kocadüz sırtı ve Taşlıbelen sırtı güneyden kuzeye doğru uzanmaktadır.
Toprak Yapısı
Bursa 1/250.000 ölçekli Toprak Envanteri Haritası ve Raporuna göre, Uludağ Milli Parkı kullanım yeteneği bakımından VI., VII. ve VIII. sınıf araziler üzerindedir. Milli Park sınırları içinde büyük toprak gruplarında kalkersiz kahverengi orman toprakları, yüksek dağ toprakları ile çıplak kaya ve molozlara da rastlanılmaktadır. Çoğunlukla iyi gelişme gösteren ve asit karakterli Al katmanının altında B katmanı bulunmamaktadır.
Kalkersiz kahverengi orman topraklarında ana madde kumlu kiltaşı, kireçli, kumlu, killi veya çakıllı depozitlerdir. Çıplak kaya ve moloz araziler ise üzerinde toprak katı bulunmadığı için herhangi bir toprak gelişiminin söz konusu olmadığı parçalanmamış veya kısmen parçalanmış sert kaya ve taşlarla kaplı alanlardır.
Uludağ İklimi
Uludağ Marmara bölgesinin güneyinde karasal iklim ile Akdeniz ikliminin geçiş noktasında bulunur. Yüksekliği nedeniyle hakim olan karasal iklim kış turizm merkezi olmasında önemli bir etkendir. Meteorolojik verilere göre yıllık kar yağışlı gün sayısı Bursa'da 8, Kirazlıyayla'da 39, Sarıalan'da 66, Oteller bölgesinde ise 63'tür ve bunun önemli bir kısmı Aralık-Mart aylarında düşer. Oteller bölgesinde karın yerde kalma süresi ise yaklaşık 178 gündür. 1 Aralık - 30 Mart tarihleri arasındaki kayak mevsiminde en fazla kar kalınlığı 435 cm. olarak ölçülmüştür.
Uludağ eteklerinden zirveye çıkıldıkça sıcaklık düşer yağış miktarında ise artış görülür. Sıcak yaz aylarında Sarıalan, Kirazlıyayla ve oteller bölgesinde ortalama sıcaklık Haziran-Eylül ayları arasında 10° C civarındayken Bursa'da bu mevsimde sıcaklık 20° C'nin üzerindedir. Gece sıcaklığı ortalamaları yaz aylarında 7° C'nin altına inmez.
Hakim rüzgar yönü Kuzey, Kuzey-Batı ve Güney- Batıdır. Yıllık ortalama yağış miktarı şehir merkezinde 676,6 mm iken Uludağ zirvede 1460,4 mm.dir.
Ultraviyole ışınlarının her 1.000 m.de % 15 arttığı göz önüne alındığında oteller bölgesinde ovaya nazaran % 30 oranında daha etkilidir. Bu yüzden Uludağ'da güneşlenme ve bronzlaşma olanağı oldukça yüksektir.
Uludağ'ın Su Kaynakları
Uludağ ve eteklerinde çok sayıda dereye kaynak oluşturan 145 adet su kaynağı mevcuttur. Eski Volfram madeni ile bugünkü 2. Gelişim Bölgesi arasında kalan Kırkpınar kaynakları Bursa'nın önemli içme suyu kaynağıdır.
Keles ilçesi yakınlarından doğan 87 km. uzunluğundaki Nilüfer çayı başta Soğukpınar, Aras dere, Değirmen dere, Maden dere, Çalıca dere, Karanlık dere, Kaldere, Karlık dere, Çiğ dere gibi dereleri alarak kuzeybatıya akar. Dağın kuzey yamacından doğan Gökdere, Kaplıkaya Dere, Kırkpınar Dere, Küçük Balıklı Dere, Çardakseki dere Deliçay adı ile Bursa ovasında Nilüfer Çayı ile birleşerek Marmara denizine kavuşur.
Uludağ'ın dereleri dik yamaçlarda Softaboğan, Kürekli, Tozuyan ve Aras gibi çağlayanlar oluştururlar. Uludağ'dan doğan Göksu deresi İnegöl'ün doğusundan geçerek Sakarya nehriyle buluşur ve Karadeniz'e dökülür.
Biyolojik Çeşitlilik
1) Uludağ Ormanları:
Uludağ coğrafik ve jeolojik özellikleriyle dikkat çekerken orman serveti, çok sayıda endemik ve nadir bitki türüne de ev sahipliği yaptığından büyük öneme sahiptir.
Uludağ Milli Parkı; 9050 ha. ormanlık alan ve 3712 ha (43 ha. ağaçsız ve 60 ha. muhtelif yerleşim) açık alana sahiptir. Açık alanın 3600 ha.'ı taşlık ve kayalık, 9 ha.'ı ise göller bölgesinde su ile kaplıdır.
Birdlife International'ın Türkiye Temsilcisi olan Doğal Hayatı Koruma Derneği (DHKD) tarafından Önemli Bitki Alanı (ÖBA) olarak belirlenen ve acil koruma altına alınması gereken alanlar içerisine alınan Uludağ Milli Parkı sınırlarındaki ormanların tamamı 4785 sayılı "Orman Kanununa Bazı Hükümler Eklenmesine ve Bu Kanunun Birinci Maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"la devletleştirilmiştir.
Alt kesimlerdeki ormanlar daha çok gürgen, ıhlamur, kestane ve kızılağaçlardan oluşur. Daha yükseklerde kayın, meşe, göknar ve karaçam ormanları vardır. Uludağ'da 1600 m. den daha yüksek kesimlerde ise saf Uludağ göknarı ormanları yer alır.
Uludağ'ın güneyindeki Keles ilçesi çevresinde 1400-1500 m. yüksekliklerde kuraklığa dayanıklı Karaçam (Pinus nigra subs. Pallasiana), Kızılçam (Pinus brutia), Saçlı Meşe (Quercus cerris L. var. Cerris) ve Mazı Meşesi (Quercus infectoria) batı ve güney yönünde yayılış gösterirler.
Uludağ'daki orman kuşakları Milli Parkın en önemli ekosistemini oluşturmakta, karakteristik ve örnek bir bütünlük arz etmektedir. Uludağ'ın, yükseklik-bitki ilişkileri Alman Botanikçi Mayr'ın orman bitki kuşaklarını tasnif ettiği Lauretum, Castanetum, Fagetum, Pinetum, Abietum ve Alpinetum şeklinde basamaklanmaktadır.
Karayoluyla ulaşım esnasında bu zonların ayrıntılarıyla görülebilmesi açısından Uludağ dünya ormancılık literatüründe bilimsel ve görsel açıdan özel bir öneme sahiptir.
LAURETUM KUŞAĞI Dağın 350 metreye kadar olan yüksekliklerinde Akdeniz vejetasyon tipi sert yapraklı ağaç ve çalı (Frigana) taksonları yer alır. Bu kuşağın karakteristik bitkileri; Adaçayı Yapraklı laden (Cistus salviifolius L.), Ağaç Fundası (Erica arborea L.), Boyacı Katırtırnağı (Genista tinctoria L.), Çiçekli Dişbudak (Fraxinus ornus L. subsp. ornus.), Çalı Fındığı (Corylus avellana L. var. avellana), Defne (Laurus nobilis L.), Erguvan (Cercis siliquastrum L.), Kermes Meşesi (Quercus coccifera L.), Kızılağaç (Alnus glutinosa), Kocayemiş (Arbutus unedo L.), Kurtbağrı (Ligustrum vulgare L.), Katran Ardıçı (Juniperus oxycedrus L. subsp. Oxycedrus), Katırtırnağı (Spartium junceum L.), Mazı Meşesi (Quercus infectoria olivier subsp. İnfectoria), Süpürge Çalısı (Chamaecytisus hirsutus L.), Sarı Çiçekli Yasemin (Jasminum fruticans L.), Tüylü Laden (Cistus creticus L.), Zeytin (Olea europea)/dir. Bu kuşak içinde dağınık halde Kestane (Castanea sativa Mili.) ağaçları da vardır.
CASTANETUM KUŞAĞI 350-750 metreler arasında hakim ağaç Kestane (Castanea sativa Mill.J'dir. Ayrıca Adi Gürgen (Carpinus betulus L.), Alıç (Crataegus monogyna subsp. Monogyna), Doğu Kayını (Fagus orientalis Lipsky), Kızılcık (Cornus mas L.), Macar Meşesi (Quercus frainetto Ten.), Mazı Meşesi (Ouercus infectoria), Ova Akçaağacı (Acer campestre L. subsp. Campestre), Saçlı Meşe (Quercus cerris L. var. Cerris), Titrek Kavak (Populus tremula L.), Yabani Kızılağaç (Cornus sanguinea L. subsp. Sanguinea)'lar yayılış gösterir.
FAGETUM KUŞAĞI 750-1100 metreler arasındaki kuşakta saf Doğu Kayını (Fagus orientalis) ormanlarının hâkimiyeti görülür. Bazen bu ormanların yapısına Adi Gürgen (Carpinus betulus L.), Kestane (Castanea sativa Mili), Yabani Kızılcık (Cornus sanguinea), Muşmula (Mespilus germanica), Sapsız Meşe (Quercus petraea (Mattuschka) Liebl.), Titrek Kavak (Populus tremula L.) ve Tüylü Meşe (Quercus pubescens Willd.) taksonları da katılmaktadır. Doğu Kayını (Fagus orientalis) ormanları Uludağ'ın birçok bölgesinde 1900 metreye kadar çıkarak Pinus (Çam) ve Abies (Göknar) taksonları ile birlikte Abietum kuşağına girer.
PINETUM KUŞAĞI 1100-1400 metreler arasında görülen ve Karaçam (Pinus nigra subsp. nigra var. Caramanica) ormanlarının hâkim olduğu bu kuşağın yapısına birçok yerde Dişbudak (Fraxinus exel), Gürgen (Carpinus betulus), Göknar (Abies), Kayın (Fagus orientalis), Tüylü Meşe (Quercus pubescens Willd.) ve taksonları dahil olurlar.
ABİETUM KUŞAĞI 1400-1900 metreler arasındaki ibreli orman kuşağında Uludağ Göknarı (Abies nordmanniana subsp. Bornmüelleriana) ve Ardıç (Juniperus communis L. var. saxatilis)'ların oluşturduğu orman formasyonu hakimdir. Bu ormanların yapısına Akçaağaç Yapraklı Üvez (Sorbus torminalis Crantz var. torminalis, Ak Üvez (Sorbus umbellata (Desf.) Fritsch var.), Ayı Üzümü (Vaccinium Arctostopylos), Bataklık yaban mersini (Vaccinium uliginosum L.), Yaban Mersini-Çoban Üzümü (Vaccinium myrtillus L.), Yabani Erik (Prunus divaricata Ledeb. subsp. Divaricata) gibi ağaç ve çalı taksonları katılmaktadır.
Alp florasını esas alan üst orman kuşağı Alpinetum; Uludağ'ın bazı bölgelerinde, Sub-Alpin ve Alpin kuşak olarak ayırd edilmektedir. Uludağ'ın en önemli özelliklerinden biri olan nadir bitki türlerinin önemlileri bu kuşakta yer almaktadır.
SUB-ALPİN KUŞAK 1700-1900 metre arasında nemli çayır topluluklarının görüldüğü Sub-Alpin kuşakta hakim bitki çalı formundaki bodur Ardıç (Juniperus. communis L. var. Saxatilis)'tır. Yaban Mersini-Çoban Üzümü (Vaccinium myrtillus L.) ardıç topluluklarına eşlik eder. Yol kenarları ve açık alanlarda Beşparmak otu (Potentilla buccoana Clem), Dağ Pazısı (Rumex alpinus L.), Ebülmülük (Achillea multifida (DC.) Boiss.), Kekik (Thymus bornmuelleri Velen.), Labada (Rumex olympicus Boiss.), Menekşe (Viola altaica Ker.), Sığırkuyruğu (Verbascum olympicum Boiss.), Uludağ Sakadikeni (Carduus olympicus Boiss. subsp. Olympicus), Yüksükotu (Digitalis ferruginea L. subsp. Ferruginea) türlerine rastlanmaktadır.
Uludağ'da nesli tükendiği sanılan nadir türlerden Sarı Jensiyan (Gentiana lutea) toplulukları Koğukdere gölü ve dağın Bursa'ya bakan yamaçlarında 1800 m.lerde varlığını sürdürmektedir.
ALPİN KUŞAK 1900 metreden başlayan ve zirveye kadar yükselen Alpin kuşakta Geven (Astragalus angustifolius Lam. subsp. angustifolius var. Angustifolius), Kar Dikeni (Acantholimon ulicinum) ve Festuca gibi yastıksı ve otsu türler hakimdir.
Bu kuşakta çalı formundaki Ardıç (Juniperus communis) toplulukları ile Dönbaba (Erodium olympicum), Ebülmülük (Achillea multifida), Gelincik (Papaver pilosum), Geven (Astragalus sibthorpianus Boiss.), Kanarya otu (Senecio olympicum), Kekik (Thymus praecox), Keten (Unum olympicum) ve Yabani defne (Daphne oleoides) gibi nadide türler yer alır.
2) Flora
Uludağ'ın alt kademelerinden zirveye doğru değişen iklimsel özellikleri, biyolojik çeşitlilik bakımından oldukça zengin bir alan olmasını sağlamıştır. Uludağ Milli Parkı gerek alpin, gerekse Türkiye ve yalnızca Uludağ'a özgü endemik türleri içeren zengin bir bitki örtüsüne sahiptir.
Uludağ çalılık alanlar, saf ya da karışık haldeki ormanlık alanlar, sulak ve nemli çayırlıklar, turbalık alanlar, sarp ve açık kayalık alanlar gibi çeşitli habitatlara sahiptir. Bu özelliği nedeniyle yerli ve yabancı birçok botanik araştırmacısının dikkatini çekmiş ve halen de çekmektedir. Kuzey kutbuna yakın bölgelerde bulunan turbalık alanların ülkemizde görüldüğü iki yerden biri de Uludağ'dır.
Bugüne kadar yapılan çalışmalarda Uludağ florasını 171'i endemik olmak üzere 1320 bitki türünün oluşturduğu belirlenmiştir. Bunlardan 33'ü sadece Uludağ için endemiktir. Bu sayı içerisinde Türkiye için endemik olanların sayısı 138, nadir tür sayısı 16, Dünya ölçeğinde nesli tehlike altında 3, Avrupa ölçeğinde nesli tehlikede olan 54 tür bulunmaktadır.
Achillea multifida Boiss, Alchemilla bursensis, Arabis drabiformis Boiss., Astragalus hirsutus, Astragalus sibthorpianus, Carduus olympicus subsp. Olympicus, Centaurea ertugruliana, Centaurea kaynakiae Daşkın&Yılmaz, Centaurea subsp. olympica, Crepis aurea subsp. Olympica, Crepis uludaghense sp. nova, Crocus gargaricus Herbert subsp. Herbertii, Dianthus goekayi Kaynak, Yılmaz&Daşkın, Erodium olympicum Gemici & Leblebici, Erodium sibthorpianum subsp. sibthorpianum, Festuca decolorata, Galium olympicum Bosis, Gypsophila olympica Boiss., Hieracium bithynicum, Hieracium crinitum, Hieracium leptodermum, Jasione supina subsp. Supina, Lamium veronicifolium Bentham, Linum pamphylicum Boiss. Olympicum, Linum vuralianum Yılmaz&Kaynak, Ornithogalum joschtiae, Ornithogalum nurdaniae, Ornithogalum uluense, Paeonia mascula subsp. arasicola subsp. Nova, Pedicularis olympica Boiss., Prometheum chrysanthum sp. uludaghense, Rumex olympicus Boiss., Senecio hypochionaeus Boiss. var. hypochionaeus, Thymus bornmuelleri, TripleUrospermum pichleri, Verbascum olympicum Boiss., Verbascum trans olympicum, Ranunculus fibrillosus Uludağ florasının eşsiz örnekleridir.
Endemik türler Uludağ Milli Park sınırları içerisindeki Kirazlıyayla, Sarıalan, Oteller Bölgesi, Çobankaya, Bakacak, eski maden çevresi ile Alpin kuşaktaki Şahinkaya, Kuşaklıkaya, Fatin Tepe ve Göller Bölgesi gibi taşlık/kayalık alanlarda, ardıç ve yabani defne toplulukları arasında görülmektedir.
Uludağ Milli Park sınırları dışındaki Soğukpınar bucağı, Aras Vadisi, Alaçam köyü üstü-Göller Bölgesi arası, dağın güneyindeki Pınarcık köyü üstleri, Çavuşdüzü Mevki, İnegöl Kıran yaylası, Sorgun ve Kirseyazılıtaş tepe çevresi endemik taksonlar bakımından oldukça zengindir. Uludağ maki vejetasyonunu ise Funda (Erica arborea L.), laden (Cistus spp.), akçakesme (Phillyrea latiflia L.), katırtırnağı (Sportium junceum L.). bitkileri oluşturur.
3) Fauna
Uludağ'da 10 tür kurbağa, 12 tür kertenkele, 12 tür yılan, 3 tür kaplumbağa, 50'ye yakın kuş türü ve bunlara ilaveten birçok kabuklu, örümcek ve böcek türünün yaşadığı tespit edilmiştir.
Seracılıkta ve bitkilerin döllendirilmesinde önemli yeri olan Bombus arılarının 11 türünün varlığı tespit edilmiştir.
Sakallı akbaba (Gypeatus barbatus), küçük akbaba (Neophron percnopterus), kaya kartalı (Aquila chrysaetos), kızıl akbaba (Gyps fulvus), küçük kartal (Hieraaetus pennatus), çakır kuşu (Accipiter gentilis), bıyıklı doğan (Falco biarmicus), gökdoğan (Falco peregrinus) gibi yırtıcı türleri ile memelilerden yaban domuzu, tilki (Vulpes vulpes), çakal (Canis aureus), sansar (Mustela martes), sincap (Sciurus vulgaris), tavşan (Lepus europus), ayı, kurt (Canis lupus) ve kar faresi (Chionomys nivalis), kızıl orman faresi (Clethrionomys glareolus), Sivriburunlu Fare (Sorex raddei Satunin) gibi birçok küçük kemirici memeliye ev sahipliği yapar.
Ender bulunan türlerden Apollo kelebeği (Parnassius apollo), Yalancı Apollo (Archon apollinus), Dumanlı Apollo kelebeği (Parnassius mnemosyne), Güney fistosu (Zerynthia polyxena), Osmanlı ateşi (Lycaena ottomana), Anadolu çok gözlüsü (Plebeius hyacinthus), Çokgözlü Anadolu çillisi (polyommatus ossmar)nin bir alt türü olan (Polyommatus ossmar olympicus) gibi 46 kelebek türünün varlığı bilinmektedir.
Kızıl geyik (Cervus elaphus) neslini korumak amacıyla, 1962 yılında kurulan "Yeşiltarla Geyik ve Karaca Üretme İstasyonu" 2006 yılında kapatılmış ve geyikler doğaya salınmıştır.
Uludağ Bölgesinin herpetofaunasını şu türler oluşturmaktadır:
Triturus cristatus (Pürtüklü semender), Triturus vulgaris (Küçük semender), Triturus vittatus (Bantlı Taraklısemender), Bufo viridis (Gece Kurbağası), Bufo bufo (Siğilli Kurbağa), Pelobates syriacus (Toprak Kurbağası), Hyla arborea (Ağaç Kurbağası), Rana ribunda (Ova Kurbağası), Rana dalmatina (Çevik Kurbağa), Rana macrocnemis (Uludağ kurbağası), Emys orbicularis (Benekli Kaplumbağa), Maureyms caspica (Çizgili Kaplumbağa), Testudo gracea (Mahmuzlu Akdeniz kaplumbağası), Anguis fragilis (Yılan Kertenkele), Ophisaurus apodus (Oluklu Kertenkele), Cyrtodactylus kotschyi (Yaprak parmak Geko), Podarcis muralis (Duvar Kertenkelesi), Lacerta saxicola (Kaya Kertenkelesi), Lacerta trilineata (Büyük Yeşil Kertenkele), Lacerta vridis (İskilip Kertenkelesi), Lacerta danfordi (Toros Kertenkelesi), Ophisops elegans (Tarla Kertenkelesi), Ablepharus kitaibeli (ince Kertenkele), Mabuya aurata (Tıknaz Kertenkele), lı baykuş (Aegolius funereus)'da 2010 Temmuz ayında Uludağ'da bir grup araştırmacı tarafından fotoğraflarla belgelenmiştir.
Typhlops vermicularis (Kör Yılan), Coluber caspius (Hazer Yılanı), Coluber najadum (Ok Yılanı), Elaphe quatuorlineata (Sarı sıçan yılanı), Elaphe stula (Ev Yılanı), Natrix natrix (Küpeli yılan), Natrix tessellata (Türkiye Su Yılanı), Vipera ammodytes (Boynuzlu Engerek), Vipera xanthina (Şeritli Engerek), Eirenis modestus (Uysal Yılan), Malpolon monspessulanus (Çukurbaş Yılan), Telescopus fallax (kedi Gözlü Yılan), Coronella austriaca (Avusturya Yılanı), Güney Fistosu (Zerynthia polyxena)
Göllerde yapılan zooplankton örneklemeleri sonucunda Rotiferlerden 11 familya içeriğinde 24 takson, Kladoserlerden 4 familya içeriğinde 7 takson, Kopepodlardan 3 familya içeriğinde 5 takson olmak üzere toplam 36 takson saptanmıştır. Göllerde tespit edilen zooplanktonik organizmalardan Rotiferlerin Epiphaenidae familyasına ait Microcodides hertha türü, Türkiye faunası için yeni kayıt niteliği taşımaktadır.
Akrep türlerinden Euscorpius sp., Buthus sp., Notenecta glauca (Sırt üstü yüzen) ve Nepa cinera (Su akrebi) de Uludağ'da yaşar.
Ulaşım
Uludağ Milli Parkına tamamı asfalt ve beton parke olan 32 km.lik karayolu veya Büyükşehir Belediyesine ait teleferik ile ulaşılabilir.
1) Teleferikle Ulaşım
29 Ekim 1963 yılında hizmete açılan ve Teferrüç-Kadıyayla-Sarıalan güzergahında çalışan teleferik aynı zamanda Bursa'nın simgelerinden biridir. Teferrüç semtindeki Teleferik ana istasyonuna ulaşım şehirler arası terminalden otobüslerle veya heykel önünden kalkan teleferik dolmuşları ile sağlanmaktadır.
Teleferik, Piremir (Teferrüç) mahallesinde bulunan istasyondan 2480 metre uzunluğundaki bir hatla 1232 metre yükseklikteki ilk istasyon olan Kadıyayla'ya çıkar.
Araçla ulaşım imkanı bulunmayan Kadıyayla bahar ve yaz aylarında günübirlikçilerin gözlerden uzakta piknik yapmak için tercih ettikleri bir bölgedir. Yeşillik, ağaç ve bir çeşme dışında başka bir imkanın bulunmadığı Kadıyayla'da hafta sonları belirli bir ücret karşılığı atlı turlar yapılabilir. Bu bölge aynı zamanda doğa yürüyüşleri yapanların geçiş noktasıdır.
Buradan kabin değiştirilerek 2286 metre uzunluğundaki ikinci bir hatla 1634 m. rakımdaki Sarıalan'a ulaşılır. Teleferik kabini Kadıyayla- Sarıalan arasında ilerlerken Tonozyayla ve kaynana (kayalı) çukuru üzerinden geçer. Bu kayalıklı vadi Kaplıkaya semtine kadar uzanır. Sarıalan istasyonunda Uludağ hatırası hediyelik eşyaların da satıldığı iki kafeterya ve WC'ler mevcuttur.
Yaz aylarında Bursalılar ile Arap turistlerin akınına uğrayan Sarıalan'da et mangal lokantası büyük rağbet görür.
Sarıalan-Çobankaya arasındaki ulaşımı sağlamak üzere kurulan 3000 m. uzunluğundaki telesiyej hattı ise faal değildir.
Sarıalan-Oteller bölgesi arasındaki ulaşım dolmuş minibüsler ise sağlanmaktadır.
Uludağ'ın dünya çapında bir cazibe merkezi gelebilmesi amacıyla çalışmalar başlatan Bursa Büyükşehir Belediyesince hazırlanan yeni teleferik projesiyle yaklaşık 2 yıl sonra rüzgarlı havalarda dahi Uludağ'a havai hatla ulaşım mümkün olacak. Bursa'dan 2. Gelişim oteller bölgesine 8’er kişilik gondol tipi toplam 175 kabinle yolcu taşıyacak olan yeni sistem toplam 8084 metre uzunluğuyla dünyanın en uzun hattına sahip olacak ve her türlü hava koşulunda çalışabilecek. Başlangıç noktası olan Teferrüç'te teleferik müzesi, süpermarket, 50 mağaza, 50 oda kapasiteli otel, çok amaçlı salon, kafeterya ve restoran yapılacak.
Projenin hayata geçmesiyle İstanbul'dan deniz yoluyla Mudanya'ya gelecek olanlar teleferik kullanarak
Uludağ oteller bölgesine 2 saatten az bir sürede ulaşabilecekler.
Teleferik hareket saatleri yaz ve kış tarifesi olarak değişir.
a) Yaz Tarifesi
1 Haziran ile 30 Eylül tarihleri arasında uygulanan yaz tarifesinde; sabah ilk sefer Teferrüç istasyonundan 08.00, Sarıalan'dan 07.50'de, akşam Sarılan'a son sefer 22.00'da, Sarıalan'dan Bursa'ya dönüş ise 22.20'de yapılır. Teferrüç'ten Sarıalan'a gidişte sabah saat 10.00'a kadar yarım saatte bir hareket eden teleferik, daha sonra 40 dakikada bir; Bursa'ya dönüşte ise sabah saat 09.40'a kadar 25 dakikada bir, 09.40 ile 22.20 saatleri arasında da 40 dakikada bir sefer yapar.
b) Kış Tarifesi
1 Ekim ile 30 Mayıs tarihleri arasında uygulanan kış tarifesinde Teferrüç-Sarıalan arası seferler sabah 08.30'da başlar. Saat 10.00'a kadar yarım saatte bir yapılan seferler, 10.00'dan itibaren 40 dakikada bir yapılır ve saat 20.00'da sona erer. Sarıalan'dan 08.45'de başlayan ve 10.20'ye kadar yarım saatte bir yapılan seferler, daha sonra 40 dakikada bir yapılır ve 20.20'de sona erer.
2) Karayolu ile Ulaşım
Uludağ'a çıkmak için ikinci yol özel araçlar veya Tophane semtinden kalkan dolmuş taksilerdir. 32 kilometrelik bol virajlı, asfalt ve parke taş yol ile yaklaşık 45 dakika süren yolculuk esnasında dünya ormancılık literatüründe bilimsel ve görsel açıdan özel bir önemi olan botanikçi Mayr'ın orman zonları tüm ayrıntıları ile izlenebilir.
Uludağ'a özel araçlarıyla ulaşmak isteyenler için yol üzerinde birçok konaklama tesisi mevcuttur. Çekirge'den çıkan yolun solundaki
iknaya köyü 650 yıllık tarihi çınarı ile ünlüdür. Çınar altındaki çay bahçelerinde kısa bir mola verilip, hediyelik eşya satan küçük dükkanlardan alış-veriş yapılabilir.
Pınarbaşı-Alacahırka istikametinden çıkan yol tercih edildiğinde yol üzerindeki çay bahçelerinden Bursa manzarası seyredilebilir.
8. kilometre olarak bilinen yol ayrımından itibaren yaz aylarında dağ köylüleri, ürünlerini kurdukları küçük tezgâhlarda satarlar.
Yolun 14. km.si Hüseyinalan yolu girişidir. 30'lu yıllardan itibaren Uludağ'a kayak için çıkan araçların bu noktadan itibaren yoğun kar nedeniyle daha ileri gidemedikleri bu çatrak 14 olarak bilinir.
Yol ağaçlıklar arasında kıvrılarak giderken 15. km.'de Yeşiltarla mevkine ulaşılır. Orman Koruma Memurlarına ait binaların hemen karşısında, yolun sağında tel örgüler ile çevrili alan 1962 yılında açılıp 2006 yılında faaliyetine son verilen "Yeşiltarla Geyik ve Karaca Üretme istasyonu"dur. Soldaki demir parmaklıklarla kapalı alan bir zamanlar Uludağ'ın simgesi olan Yumak ayının şimdi kullanılmayan barınağıdır. Orman binalarının arkasından kuzeye giden şose yol ise Süleymaniye köyüne bağlanır. Aynı şoseye girdikten 500 m. sonra sola sapan patika ile Kuruçeşme-Devetarla- Aydede bağlantısıyla Bursa'ya yürünebilir.
17. km.de Kirazlıköyü sapağını geçtikten sonra solda villaların olduğu yer eski Uludağ dervişlerinden Doğlubaba'nın bir çam ağacının altında mezarının bulunduğu mevkidir. Burası aynı zamanda Türkiye'de ilk kez açılan çadır kampının bulunduğu bölgedir. Cankurtaran mevki olarak da anılan bu bölge batıdan esen yoğun rüzgara maruz kaldığından kış aylarında yoğun buzlanma olur.
Uludağ yolunun 22. kilometresinden itibaren Milli Park başlar. Bilet gişelerinin bulunduğu yer Karabelen mevkidir.
Gişelere gelmeden önce sağa doğru dönen yol Bağlı ve Soğukpınar köylerine iner.
Karabelen yaz aylarında genellikle Bursa'daki hemşehri derneklerinin şölenler düzenledikleri bir yayladır. Gişelerden geçip yola çıktıktan sonra yaklaşık 500 metre ilerideki keskin viraj dönüldüğünde sağda yer alan düzlük ve sarp kayalıklar Yılanlıkaya mevkidir. Bir süre gittikten sonra yine sağ tarafta Dikilitaş adıyla bilinen kayalık bulunur.
25. km.deki geniş düzlük ise Kirazlıyayla'dır. 1500 metre yükseklikteki yayla ideal bir günübirlik piknik alanıdır. Kirazlıyayla girişinden görülen taş bina 1951 yılında sanatoryum olarak açılmış ve halen otel olarak kullanılmaktadır. Otele uzanan yolun solundan uzanan patika ile bir zamanlar izcilerin kamp alanı olarak kullanılan Gölcük mevkine
ulaşılabilir. Yolun 300 metre ilerisinde, Maliye'ye ait misafirhaneyi geçtikten sonra sola inen patika Uludağ yolunun 29. kilometresine, Sarıalan çatrağına bağlanan tarihi Koca Ahmet kestirmesidir.
Yola devam edip birkaç virajı geçtikten sonra yolun sağında, karşıdan bakıldığında bir devenin çökmüş halini andıran doğa harikası Devetaşı görülebilir. Devetaşından 3 km. sonra sola dönen yol teleferik istasyonunun bulunduğu Sarıalan'a iner. Oteller bölgesine doğru yola devam edildiğinde yaklaşık 1 km. sonra viraj sağa dönerken solda kalan ve üzerinde beton bir işaret taşı bulunan kayalık eski kayakçıların koyduğu adıyla, otel gözüdür. Bu kayanın üzerinde çıkıldığında Uludağ, bir orman denizi halinde seyredilebilir.
Bu alternatif seyir noktasından 1,5 km. sonra sağda kalan çeşme Uludağ'a çıkanların su içmeden geçmedikleri, inerken bidonlarla taşıdıkları ayı suyudur. Hafif meyille devam eden yolun sonunda tüm heybetiyle oteller bölgesi ve Uludağ Keşiş tepe görülür.
Kamp ve Kullanım Alanları
1) Karabelen
Uludağ Milli Parkının giriş kapısı olan Karabelen yaylası Bursa'ya 22 km. uzaklıktadır. Günübirlik kullanıma uygun altyapı mevcuttur. 1000 kişi/gün kapasiteli günübirlik kullanım alanında çeşmeler, piknik masaları, WC ve Milli Park Müdürlüğüne ait iki hizmet evi bulunmaktadır. Karabelen yaz aylarında hemşehri derneklerinin şenlikler yaptıkları bir bölgedir. Gişelere gelmeden önce sağa sapan yol Bağlı ve Soğukpınar köylerine gider. Karabelen yaylasından uzanan patikalar ile Kirazlıyayla, Sarıalan veya Süleymaniye köyü üzerinden Bursa'ya yürüyüş yapmak mümkündür.
2) Kirazlıyayla
Şehir merkezinden 25 km. uzaklıktaki Kirazlıyayla oteller bölgesine ulaşımda geçiş noktasıdır. Kirazlıyayla'da bir otel ve kamuya ait bir misafirhane ile Milli Park Müdürlüğünün hizmet binaları bulunur. 1951 yılında açılan verem sanatoryumuna ait mimarlık harikası taş bina, halen otel olarak kullanılmaktadır. Maliye Bakanlığına ait bir tesisin de bulunduğu 2000 kişi/gün kapasiteli Kirazlıyayla'da 1 adet satış büfesi, çocuk oyun alanı, çeşmeler ve 2 adet 3 + 3 WC mevcuttur. Kirazlıyayla'dan bahar aylarında su ile kaplı Gölcük mevkine yürüyüşler yapılabilir.
3) Yılanlıkaya
Seri kayalıklar halindeki Yılanlıkaya günübirlik kullanıma uygundur. 100 çadır kapasiteli olan bu alan çadırlı kampa uygun olmasına rağmen alt yapı eksikliği nedeniyle tercih edilmemektedir. Görsel peyzaj ve topografya açısından elverişli olan Yılanlıkaya mevki günübirlik kullanım alanı olarak düzenlenmesi planlanmaktadır.
4) Sarıalan
Teleferiğin ikinci ve son istasyonu olan Sarıalan yaylası 1.650 metre yüksekliktedir. Sarıalan kamp ve günübirlik kullanım alanında 350 ünitelik çadırlı kamp alanı, 12 adet bungalov, 29 adet baraka, 3 adet hizmet evi, 2 adet et-mangal lokantası, 9 hediyelik eşya satış dükkanı, 1 adet 4+4 WC, 2 adet 3+3 WC ve 1 adet sıhhi tesis kompleksi (banyo+WC), çocuk oyun alanları ve cami mevcuttur.
Sarıalan kamp alanında Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü'ne ait bungalov ve barakalar Temmuz-Eylül ayları arasında 15'er günlük devreler halinde kiralanabilmektedir. Büyükşehir Belediyesine ait Teleferik istasyon binasında da bir kafeterya ve hediyelik eşya reyonu ile 2 adet WC bulunmaktadır.
Uludağ'ın ünlü et-mangal lokantalarından palabıyık Cemal de Sarıalan'dadır. Ayrıca hediyelik eşya dükkanlarından birkaçında, ayaküstü yemek yenilebilir.
Sarıalan-Çobankaya arasında ulaşımı sağlayan telesiyejler, ziyaretçi yoğunluğuna bağlı olarak çalıştırılmaktadır. Çobankaya telesiyej istasyonu kamp alanına 1,5 km. uzaklıkta ve Bakacak yakınlarındadır. Oteller bölgesine ulaşımın minibüsler ile sağlandığı Sarıalan'dan Çobankaya, Kirazlıyayla, Kadıyayla ve Oteller bölgelerine tur güzergahlarından doğa yürüyüşleri yapılabilir.
5) Çobankaya
1.700 m. yüksekteki Çobankaya'ya Oteller bölgesinden geçen 6,5 km.lik karayolu ile ulaşılır. 150 çadır ve 1.000 kişi/gün kapasiteli Çobankaya orman içi kamp ve dinlenme alanında Kızılay kampı, 1 adet kır gazinosu ve satış büfesi, Milli Park Müdürlüğü'ne ait 1 adet işçi pansiyonu, 1 adet sıhhi tesis kompleksi (Banyo+WC), 1 adet 3+3 WC sıhhi tesis, cami gibi hizmetler mevcuttur.
6) Softaboğan Şelalesi
Bakacak'ın güneydoğusundaki vadide kalan Softaboğan şelalesi Ulubuzluk altından başlayarak kuzeye akan Kırkpınar derenin oluşturduğu bir çok şelalenin en ünlüsüdür. Çobankaya kamp alanı karşıdaki Sultan Selim senaberliği (çamlığı) olarak da bilinen bölgenin kuzeyinde kalan şelaleye akan derede çok sayıda doğal havuz bulunur.
7) Bakacak
Bakacak seyir noktası Bursa, Marmara denizi ve Uluabat gölü manzarasının seyredilebileceği araçla ulaşılabilecek en uç noktadır. Osmanlı imparatorluğu döneminde Ramazan ayının başlangıcının ateş yakılarak duyurulduğu bu noktada Radyolink istasyonu bulunmaktadır.
Göller Bölgesi
Uludağ'ın ilgi çeken jeomorfolojik özelliklerinden birisi de dördüncü zamanının buzul devrinde meydana gelmiş göller (buz yalakları)'dir.
Buzul aşındırması sonucu oluşan sirk gölleri Uludağ zirvesinin kuzeyindeki çanakta, 2.000 m. üzerinde yer alırlar. Oteller bölgesi ile zirve arasında, kuzeybatı-güneydoğu doğrultusunda dizilmişlerdir. Geçmiş yıllarda bilimsel araştırmalara konu olan 7 adet sirk gölünden bugün sadece Koğukdere gölü, Kilimli göl, Buzlu göl, Kara göl ve Aynalı göl görülebilir. Suları soğuk ve besin bakımından fakir olduklarından içlerinde balık yaşamaz.
1) Kilimli Göl
Zirve-Göller Bölgesi güzergahında Karataş tepelerinden bakıldığında ilk görünen göl, Kilimli'dir. 2.330 metre rakımdaki Kilimli gölün dibi yeşil renkte çizgi halinde bir bitki örtüsü ile kaplıdır ve en derin yeri 4,5 metre civarındadır. Burada içme suyu bulunması nedeniyle dağcılar göl etrafını kamp alanı olarak kullanırlar. Hafta sonları özel araçlarıyla veya köylerden kiraladıkları traktörlerle gelen günübirlikçiler nedeniyle oldukça kalabalıktır.
2) Buzlu Göl
Kilimli gölün 50 m. güneybatısındaki küçük bir tepenin ardındaki Buzlu göl, Temmuz ayı başlarına kadar üzerinde buz kütlesi yükselen küçük bir göldür. 2.390 metre yükseklikteki göl, sıcak yaz aylarında serinletici bir görünüm verirken, hemen üzerinde Kara taş tepeleri yükselir. Buzlu göl, Osmanlı dönemindeki Karcı'ların sıcak yaz aylarında Osmanlı sarayına buz kestikleri yerdir.
3) Kara Göl
Kilimli gölün batısından Alaçam köyüne uzanan toprak yol takip edildiğinde çukurdaki Karagöl'e inilir. Dipsiz göl adıyla da bilinen ve hakkında birçok rivayet anlatılan 2.270 metre rakımdaki bu göl, Kilimli gölden 10 dakikalık yürüme mesafesindedir. Çukurda oluşu nedeniyle fazla güneş görmemesi ve içme suyu bulunmaması nedeniyle kamp için tercih edilmez. Karagöl üstünden geçen toprak yol 18. km. sonra Alaçam köyüne ulaşır.
4) Aynalı Göl
Aynalı göl Karagöl'ün batısında yükselen tepenin ardında ve 2.310 metre rakımdadır. Diğer göllere oranla daha fazla güneş gören bu göl güneş ışınlarının su üzerinde yansıması nedeniyle bu ismi almıştır. Hemen üzerinde yükselen 2.510 metrelik zirvesiyle dört tepeler etkileyici bir görünüm sunar. içme suyu kaynağının da bulunduğu Aynalı göl yerli dağcılar kadar yabancı dağcılara da tanınmakta, sakinliği ve doğal güzelliği nedeniyle tercih edilmektedir.
5) Koğukdere Gölü
Eski maden alanının doğusunda yer alan Koğukdere gölü, göller bölgesine 1,5 km. uzaklıktadır. 2.265 m. yükseklikteki Koğukdere gölü, doğal güzelliği ve içme suyu bulunması nedeniyle dağcılık kulüplerinin kamp yaptıkları bir yerdir.
Koordinatlar:
Kilimli Göl N40 04.757 E2913.330
Kara Gö N40 04.501 E2913.767
Aynalı Göl N40 04.284 E2914.186
Buzlu Göl N40 04.618 E2913.210
Koğukdere Gölü N40 05.195 E2912.372
Kış Turizmi
Uludağ, kış sporları ve dağ turizmi açısından önemli bir yere sahiptir.
Kayak mevsimi 20 Aralık-20 Mart tarihleri arasındaki dönemdir. Normal kış şartlarında kar kalınlığının 3 m. civarında olduğu kayak merkezi mevsim başında "toz kar", mevsim sonunda ise "ıslak kar" niteliği gösterir. Coğrafi konumu nedeniyle Alp ve Kuzey disiplini kayağa uygun olan Uludağ'da yükseklikleri 2.000 ile 2.150 m. arasında değişen 11 ana pist vardır. Kolay-orta ve zor kategorisindeki pistlerin uzunlukları 650 ile 4.000 m. arasındadır.
Doğal güzelliklerin yanı sıra ve modern kayak tesisleriyle kış turizminin öncü merkezlerinden biri olan Uludağ oteller bölgesinde, kamu ve özel sektöre ait 25 civarında konaklama tesisi, 8 telesiyej ve 7 teleski olmak üzere 15 mekanik tesis ile T Bar'lar mevcuttur.
Kayak merkezi I. ve II. gelişim adlarıyla iki bölgeye ayrılmıştır, ilk otellerin kurulduğu I. gelişim bölgesi kayakseverlerce daha çok tercih edilirken 1.5 km. uzaklıkta Bakacak yolu üzerindeki 2. Gelişim bölgesinde 3 otel hizmet vermektedir.
Uludağ kayak merkezi snowboard, tur kayağı, big foot, buz pateni, kar motorları, atv gibi paletli araçlarla kar gezileri ve heli skiing stillerinde kayak imkanlarına sahiptir. Otellerdeki çeşitli mağazalardan ihtiyaçlar karşılanabilir, Kayak Öğretmenleri Derneğine kayıtlı profesyonel kayak öğretmenlerinden kayak ve snovvboard dersleri alınabilir. Kayak ofislerinden kayak ve kıyafet kiralamak ve kar motoru, atv gibi paletli araçlarla kar gezileri yapma imkanı da vardır.
Telesiyejle pistlerin başına çıkarken fotoğraf-film çekmek, değişik yükseltilerdeki kafeteryalarda Uludağ'ın doyumsuz manzarasını seyretmek ve hava müsait olduğunda güneş banyosu yapmak kaçırılmayacak bir fırsattır.
Uludağ otelleri özellikle yılbaşı ve sömestri tatillerinde kar durumuna bağlı olarak doluluk gösterir.
Yaz Turizmi
Osmanlı döneminde yaylak olarak kullanılan, dağ köylerine ait obaların kurulup hayırların, şenliklerin düzenlendiği Karabelen, Kirazlıyayla, Sarıalan, Çobankaya ve Kadıyayla Bursalıların doğayla buluştukları kullanım alanlarıdır.
Sarıalan ve Çobankaya bölgesi çadırlı kamp ve günübirlik; Karabelen, Kirazlıyayla ise sadece günübirlik kullanım amaçlıdır. Yılanlıkaya, Devetaşı bölgeleri ise sessizliğiyle kalabalıktan bunalanların tercihidir. Milli Park alanı içinde karavan turizmine uygun alanlar bulunmasına rağmen bu yönde ilgi görmemektedir.
Milli park girişi olan Karabelen yaylası yaz aylarında bir şenlik alanına dönüşür. Hemşehri derneklerinin dayanışma şenliklerinin yapıldığı yayla, yaz aylarında kapasitesinin üstünde kullanılır. Oteller bölgesinde ise birkaç otel yaz döneminde de konaklama imkanı sunar.
Çobankaya bölgesindeki Kızılay Bursa şubesine ait düzenli kamp alanı, 1 Temmuz - 9 Ağustos tarihleri arasında 7'şer günlük 5 devre ve 10 - 31 Ağustos arasında ise 2 devre hizmet vermektedir.
Karabelen'den 5 km. uzaklıktaki Bağlı köyü mesire alanı da, yaz aylarında piknik amaçlı yoğun ilgi görmektedir.
Bahar ve yaz aylarında yoğunluk nedeniyle kullanım kapasitesini aşan Uludağ Milli Parkında çevresel kaliteyi arttırmak amacıyla yeni düzenlemeler yapılması planlanmaktadır.
Uludağ ve Milli Park sınırları içinde dağcıların kamp amaçlı kullanılabilecekleri çok sayıda bölge vardır. Sadece Bursa değil, yakın illerden gelen bir çok dağcılık kulübü, yaz temel eğitimleri için eski maden ve göller bölgesini tercih ederler.
Orman yangınları tehlikesine karşı tüm Türkiye'de olduğu gibi Uludağ'da da ormanlara (transit geçişler haricinde) giriş, Haziran ve Ekim ayları arasında yasaklanmaktadır.
Uludağ Yamaç Paraşütü
1) Sarıalan - Çatlakkaya
Kalkış irtifası: 1540 m
İniş irtifası: 312 m
Rüzgar/Kalkış Yönü: Kuzey
Uludağ'ın kuzeye bakan yamacında, 1540 m. irtifada bulunan Çatlakkaya kalkış bölgesine Sarıalan mevkinden 20 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılabilmektedir. Bu kalkış noktası Teleferik veya araç ile Sarıalan'a ulaşım imkanı olması nedeniyle, yamaç paraşütü sporunda vazgeçilmez unsur olan araç ihtiyacını gidermektedir.
Kuzey'den esen rüzgarlara uygun bir kalkış bölgesidir ve muhteşem manzarasıyla zevkli bir uçuş sunar. Ancak bazı dezavantajları nedeniyle yamaç paraşütü pilotları arasında fazla popüler değildir. Kalkış alanın düz oluşu ve uçuruma bakması nedeniyle meydana gelebilecek herhangi bir aksaklıkta kalkışı iptal etmek güçtür. Ayrıca çalılarla kaplı olması kalkışı zorlaştırmaktadır. Vadiden gelen rüzgarın uçurumun duvarını yalayarak yukarı doğru kavislenmesi türbülansa neden olabilmektedir. Bu nedenlerden ötürü ileri seviye dışında öğrenci seviyesindeki pilotlar için uygun bir bölge değildir.
Kalkıştan sonra rüzgarın uygun olması halinde yelken uçuşu (yamaçtan gelen rüzgarı kullanarak uzun süre aynı bölgede uçma), termal akımların yeterli olması durumunda ise yüksek irtifalara çıkılarak mesafe uçuşları yapılabilir, iniş bölgesi olan Yıldırım ilçesinde başta futbol sahaları gibi çeşitli iniş alanları mevcuttur. Ancak Çatlakkaya’dan yapılacak uçuşlarda şehir üstü termal hava akımlarına, bina türbülanslarına ve yüksek gerilim hatlarına karşı dikkatli olunması gerekmektedir.
Koordinatlar
Kalkış alanı N40°08
,21" E29°06'54"
İniş alanı N40°10'19" E29°06'34"
2) Zeyniler - Bozburun
Kalkış irtifası: 734 m
İniş irtifası: 312 m
Rüzgar/Kalkış Yönü: Kuzey-Kuzeydoğu
Uludağ yamacında,Zeyniler köyü üstündeki Bozburun mevkinde bulunan 734 m. irtifadaki kalkış alanına teleferik istasyonunun bulunduğu Teferrüç mahallesinden araçla ulaşılabilir. Şehir merkezine olan yakınlığı, araçla kolay ulaşılabilmesi ve Yıldırım Belediyesi'nin çevre düzenlemesi ve bir platform yapması, bu bölgeyi uçuş için popüler hale getirmiştir.
Kaplıkaya vadisinin batısındaki tepede kalan bu uçuş noktası kuzey ve kuzey doğudan esen rüzgarlara açıktır. Öndeki ağaçlarla kaplı yamaç kullanıldığında, uygun orta şiddetli rüzgarlarda uzun süreli yelken uçuşu yapılabilmektedir.
Bozburun uçuşlarında termal akımlar ve dinamik rüzgarlar kullanılarak yüksek irtifalara çıkılabilir. Ancak Çatlakkaya'da olduğu gibi bazı dezavantajlara da sahiptir.
Kalkış bölgesi, koşu pistinin çok kısa ve dar olması nedeniyle hata affetmeyen bir yapıya sahiptir. Kalkış alanının dik açıyla kesilen dağ yamacında bulunması yüzünden doğulu rüzgarların rotor etkisine açıktır. Yamacın ağaçlarla kaplı olması da rotor etkisinin bir başka nedenidir.
Yamacın hemen eteğinde Akçağlayan ve Zümrütevler mahallelerinin bulunması nedeniyle inişte bina türbülansları ve şehir termiği ile karşılaşılabilir. Ayrıca inişte yüksek gerilim hatlarına da dikkat edilmelidir.
Koordinatlar:
Kalkış alanı N40°09'56" E29°06'40"
iniş alanı N40°10'19" E29°06'34"
3) Uludağ - Kuşaklıkaya
Kalkış irtifa: 2125 m.
İniş irtifa: 1790 m
Rüzgar/Kalkış Yönü: Kuzey
Kuşaklıkaya kalkış noktası, Uludağ 1. Gelişim oteller bölgesinin 2,8 km. güneydoğusunda ve 2232 m. rakımdadır.
Kuşaklıkaya noktasına oteller bölgesinden çıkılabilmektedir. Bursa'dan karayoluyla doğrudan oteller bölgesine ulaşılabileceği gibi teleferikle Sarıalan'a çıkıp sonrasında dolmuş minibüslerle oteller bölgesine çıkılabilir. Kış aylarında ise Kuşaklıkaya'ya telesiyej ile ulaşım imkanı bulunmaktadır. Yazın Fatintepe'ye kadar araç ile çıkılıp sonrasında yürümek gerektiğinden uçuş için kış mevsimi tercih edilir. Kış uçuşları yamaç parüşütçülerine zevkli saatler sunar. Kuşaklıkaya'ya telesiyej ile manzaralı bir yolculuktan sonra ulaşılabilir.
Kuzeyli rüzgara uygun olan pist, havanın açık olduğu zamanlarda Marmara Denizi'nin de görülebileceği muhteşem görüntüler sunar. Kışın Uludağ'da hava şartlarının ani değişebileceği gözününe alınarak, yüksek irtifada bulunan kalkış pistinden havalanmadan önce, bölgenin gün içerisinde ani değişimler gösterebilen mikro meteorolojisi sürekli olarak izlenmelidir. Uçuş öncesi bu konu öncelikli olarak değerlendirilmelidir.
Genellikle kış aylarında kullanılan Kuşaklıkaya noktasında geniş ve uzun koşu mesafesi bulunmasına rağmen bölgenin bir kayak pisti olması dolayısıyla kanat hakimiyeti iyi, eğitimlerini tamamlamış ve tecrübeli pilotların uçması tavsiye edilir. Pistlerdeki kalabalığa ve telesiyej hatlarına dikkat edilmesi ve buna göre uçuş planlaması yapılması gerekmektedir.
iniş alanı Kuşaklıkaya Grand telesiyejinin arkasındaki boş alandır, iniş planlaması yukarı çıkmadan önce yapılmalı ve kar kalınlığı kontrol edilmelidir.
Koordinatlar:
Kalkış alanı N40°05'20.92" E29°08' 80"
iniş alanı N40°06'13.35" E29°08' 24"
Uludağ Teknik Rotaları
1) Kuzey Rotaları
Uludağ kış mevsiminde kayak ve kış yürüyüşleri dışında dağcılık kulüplerinin tercih ettikleri kış temel eğitim alanı özelliğini de taşımaktadır.
Kış aylarında eski maden bölgesindeki kar çukuru (kuzey çanağı) Bursalılar dışında İstanbul ve Eskişehirli dağcıların, Üniversite dağcılık kulüplerinin pratik kar-buz eğitimleri yaptıkları bir bölgedir.
Dağcıların kullandıkları değişik zorlukta ve uzunluktaki kış rotalarından yedisi kuzey çanağında, ikisi ise güney yamacında bulunur.
Hava sıcaklığının (-5) ile (-20) °C arası, rüzgar hızının ise zaman zaman 50-90 km. arası değiştiği maden bölgesine 1. Gelişim oteller bölgesindeki kayak evi önünden başlayan patikadan yürünerek veya 2. Gelişim bölgesindeki maden telesiyeji kullanılarak ulaşılmaktadır.
Kuzey çanağı olarak adlandırılan kar çukurunda genellikle karın yoğun olduğu Ocak, Şubat ve Mart aylarında yapılan eğitimlerde dağcıların kullandıkları belirgin 7 teknik rota bulunur.
a) Klasik Rota
Kayak evi patikası kullanıldığında kuzey çanağına varmadan önce sağdan yükselen rotanın teknik bir zorluğu yoktur. Ancak rüzgarlar nedeniyle kuzey uç kısımlarında kar balkonları oluşur. Rota başlangıcında kar yumuşak olmasına rağmen yükseldikçe sertliği artar. Rota Keşiş tepede sonlanır.
b) Altoparlak - Kürüz Rotası
İlk çıkışı 2002 yılında Emre Alto Parlak ve Batur Kürüz tarafından yapılan rotanın uzunluğu yaklaşık 140 m.dir. Kuzey çanağının batı ucundaki rotada tırmanış yaklaşık 60 derecelik eğimle başlar. Yan geçiş ile yükselir ve eğim uç noktadaki kayalıkta artar. Rota buradan itibaren kuzey yönünde yükselerek keşiş tepe sırtına çıkar.
c) Vahşi Keşiş
Altoparlak - Kürüz rotasının yaklaşık 40 m. solundaki rota diğerlerine nazaran daha diktir. Kışın rotaya oldukça dik bir çığ kulvarından girilir. Oynar ve çürük kayalar nedeniyle yazın kullanılması riskli olmasına rağmen ip kullanılmadan da çıkılabilir. Yaklaşık 120 m.lik yükselişten sonra rotanın eğimi azalırken kaya blokları artar. Keşiş tepenin altında yaklaşık 15 m. dik bir çıkıştan sonra batıya doğru yan geçişle rota sonuna varılır.
d) Volfram Dağ Kulvarı
1986 yılında Haldun Aydın Gün ve arkadaşları tarafından ilk çıkışı gerçekleştirilen Volfram Dağ Kulvarı rotası diagonal rota olarak da bilinir. Zirve kuzey çanağında bulunan ve çıkıldıkça doğuya dönen bu rotanın uzunluğu yaklaşık 150 m.dir. Hava şartları elverişli olduğunda ip açmayı gerektirmeyen zevkli bir rotadır ve bu yüzden tercih edilir. Sert hava koşullarında ve özellikle Şubat ve Mart aylarında sert kar nedeniyle mix etaplar geçmek zorunda kalınabilir.
e) Mantar Sote
İlk çıkışı 2003 yılında yapılan ve yaklaşık 130 m. uzunluğunda, kışın kar ve buzun yoğun olduğu zor bir rotadır. Mix etapların bulunduğu bu dik rotaya kuzey çanağının solundaki çukurdan girilir. Kış aylarında fazla güneş aldığından tırmanışa sabah erken saatlerde başlamak gerekir. Mantar sote rotasının kayalıktan geçen son bölümü oldukça dik olduğundan, risklidir. Uç nokta yaklaşık 70 derecelik bir eğime sahiptir ve kışın bir korniş bulunur. Kornişin geçilmesiyle rota rasatdüzü başında sonlanır.
f) Kapı Rotası
Büyük zirve-göller bölgesine ulaşmak için kullanılan ve yazın oldukça belirgin olan rota çanağın doğusundan yükselir. Eski madenden parkur başı olan düzlüğe kadar fazla bir eğimi olmayan rota sonrasında kapıya kadar yaklaşık 300 m. yükselir ve eğim son 90 m.de artar. Rotanın Rasatdüzü başına çıktığı son metreleri kış aylarında çok rüzgar aldığından buzdur. Özellikle Şubat ve Mart aylarında yapılacak çıkışlarda teknik malzeme kullanılır.
g) Ekspres Rota
Kapı rotasının solunda bulunan rota, üstte yol gibi gözüken set boyunca ilerleyerek çanağı yan keser.
Son 30 metresi 2-3 derece kaya etabından oluşur ve Rasat düzüne çıkar. Özellikle kış aylarında çanak güneş görmediği için kar, buz ve mix tırmanış olanakları sunar. Tamamı 3 ip boyu olan rotaya teknik malzeme olmadan kesinlikle girilmemelidir.
2) Güney Rotaları
a) Nowill Rotası
Uludağ'ın en eski ve ünlü serbest tırmanış rotasının ilk çıkışı 1989 yılında Sidney Nowill tarafından yapılmıştır. Kütlenin güneyindeki bu rota kaya yapısından dolayı yaz aylarında tercih edilmez. Özellikle kış aylarında kar, buz ve mix tırmanış imkanı verir.
Rota, yaklaşık 300 metre yanal olarak yükselir ve dikleşir. Rota girişinde, orta sette ve zirve altındaki setin sağında emniyet için sabit sikkeler mevcuttur. Rotaya kaya ve kış eğitimi almayan kişilerin girmemesi gerekir.
b) Yamaner Rotası
İlk çıkışı 1995 yılında Zafer Yamaner ve arkadaşları tarafından yapılan rotaya girmek için Kuşaklıkaya'dan Soğukpınar ormanına doğru inmek gerekir. İnişte ciddi çığ tehlikesi vardır. Rota Nowil'le aynı çanağın içindedir. Sola dönülürse Nowill, sağa dönülürse Yamaner rotası gözükür. Yaklaşık 60-70 derecelik eğim vardır. Rota bitiminde sırttan sağa yükselerek Kuşaklıkaya'daki kafeye ulaşılır. Rota güneş gördüğü için kış aylarında sabah erken çıkışlarda teknik malzeme kullanılır. Rota, yaklaşık 90 m. uzunluğundadır.
Yamaner rotasına dağcılığa yeni başlayanlar tırmanış tekniği açısından, başlarında deneyimli biri olmak şartıyla rahatça tırmanabilirler.
Uludağ'ın güney yüzündeki her iki rota da ciddi çığ riski taşımaktadır.