Bir zamanlar Doğu Anadolu'nun gözdesi olan
Harput şimdi hem nefes almak isteyenlerin hem de tarihi solumak isteyenlerin uğrak yeri. Kalesi, okulları, camileri, kiliseleri, türbeleri, hamamları, konakları ve zengin kültürüyle geçmişin dört başı mamur kenti Harput; geçtiğimiz yüzyıl içinde Elazığ'a taşınmış. 1930’lu yıllarda Harput’taki yapıların taşları sökülerek satılmış ve koca bir kent yok edilmiş.
Harput Tarihi
MÖ 2000’li yıllara tarihlenen Asur yazılı belgelerinde Karpata, MÖ 1300’lü yıllara tarihlenen Hitit yazılı belgelerinde Harputtaş olarak anılan yerleşimin Harput olduğu sanılıyor. Ünlü kalesinin ise Urartularca inşa edildiği kabul ediliyor. Yüzyıllar boyunca önemini koruyan Harput altın çağını Artuklular döneminde yaşamış, önemli bir kültür, sanat ve ticaret merkezi durumuna gelmiş.
19. yüzyılda batılıların büyük önem verdiği bir yerleşim haline gelen Harput’ta Amerikan, Alman ve Fransız kolejleri kurulmuş. 1834 yılından sonra Harput'taki yerleşim 5 km güneydeki o zamanlar küçük bir köy olan Mezre’ye kaymış. Bu yeni yerleşime önce Sultan Abdulaziz’e aften Mamuret-ül Aziz cumhuriyetten sonra da Elazığ denmiş.
Harput Kalesi
Harput’un simgesi hiç kuşku yok ki kalesi. Milattan önce 2000’li yıllarda yapılan
Harput Kalesi, Elazığ ovasına hakim bir noktada ve günümüzde kulesi bütün görkemiyle ayakta ziyaretçilerini bekliyor.
Arap Baba Türbesi
Harput’un simgelerinden biri de
Arap Baba. Arap Baba'nın yüzlerce yıldır bozulmayan başsız cesedi Harput’a gelenlerce mutlaka ziyaret ediliyor. Ceset yeşil kumaşla örtülü camdan bir sandukanın içinde duruyor.
Harput’un Tarihi Camileri
Harput’un en önemli ve eski yapısı Artuklu Hükümdarı Fahrettin Karaaslan tarafından yaptırılan ve eğik minaresiyle de ünlü Ulu Cami. Ağa Cami, Artuklu yapısı Alacalı Cami, Osmanlı dönemi yapısı Kurşunlu ve Sarahatun Camisi Harput’un tarihi camileri arasında. Fatih Ahmet Baba, Ankuzu Baba ve Mansur Baba türbeleri de Harput ve çevresindeki kutsal mekanlardan. Şefik Gül Kültür Evi de görülmeye değer.
Meryem Ana Kilisesi
Bir zamanlar Harput ve Mezre’nin nüfusunun yarısı Hristiyandı. Şimdi Elazığ merkezinde bir elin parmağı kadar Süryani ve Ermeni kalmış. Harput’taki sekiz kiliseden yalnızca Meryem Ana Süryani Kilisesi ibadete açık, diğerleri çoktan yıkılıp gitmiş. Harput Kalesi’nin doğusunda, sur duvarlarının altındaki
Meryem Ana Kilisesi, uzaktan bakıldığında surların bir parçası gibi görünüyor. Halk arasında sinir hastalarının şifa bulmasıyla ün kazanan Meryem Ana Kilisesi 2000 yılında onarılarak yeniden ibadete açılmış.
Buzluk Mağarası
Harput ve çevresi doğal güzellikleriyle de dikkat çekiyor; Türkiye'nin turizme açılmış on mağarasından biri olan Buzluk Mağarası Harput yakınlarında. Birçok hastalığa iyi geldiği kabul edilen Dabakhane Suyu da hem banyo hem içme olarak şifa dağıtıyor.
Yapmadan Dönme!» Harput Kalesi'ne çıkmadan,
» Meryem Ana Kilisesi ve Ulucami'yi görmeden,
» Dabakhane suyundan içmeden,
» Hazar Gölünde yüzmeden,
» Orcik almadan, DÖNME!
Harput’un Neyi Meşhur?
Elazığ-Harput mutfağına özgü yemekler arasında Kellecoş, İşgene, Harput köfte, Tavşan Ufalama, Peynirli Ekmek, Fodula, Heside, Pestilli Yumurta ve Dolangel başta geliyor. Yörede yetişen üzüm ve cevizlerden yapılan Orcik de buraya özgü tatlardan.
Harput Nerede, Nasıl Gidilir?
Elazığ;
İstanbul'a 1221 km,
Ankara'ya 770 km ve
İzmir'e 1320 km uzaklıkta. Elazığ'a karayolu, demiryolu ve havayoluyla ulaşılabilir, Elazığ-Harput arasında dolmuşlar çalışıyor.