Kabaca Erzurum’un Tortum ve Uzundere ilçelerini kapsayan
Tortum Vadisi’nde Türkiye'nin en yüksek şelalesinden, Ortaçağ’ın en ünlü eserlerine kadar gezip görülecek çok şey var.
Erzurum yakınlarındaki Dumlu Dağı’ndan doğan Tortum Çayı birçok dereyi de içine katarak 60 kilometre süren bir yolculuk yapıyor. Geçtiği yerlere hayat vererek derin vadilerden sarp arazileri yara yara akıyor, önce Oltu çayına sonra da Çoruh'a karışıyor. Tortumun önü Uzundere'nin ilerisinde kesiliyor. Birkaç yüzyıl önce Kemerli Dağ'dan kopan dev bir heyelan kütlesi çayın önünü kapatarak
Tortum Gölü’nü oluşturmuş.
Türkiye, en yüksek şelalesini de işte bu heyelana borçlu. Genişliği bazı yerlerde 800 metreyi, bazı yerlerdeyse 1 kilometreyi bulan turkuaz renkli göl, sekiz kilometre boyunca uzanıyor. Civardaki köylere hayat veren göl şimdi yelken yarışlarına da ev sahipliği yapıyor.
Tortum Şelalesi
Artvin- Erzurum karayolu da gölün batı kıyısından geçiyor. Gölün fazla suları heyelan setini aşarak 48 metre yükseklikten aşağıya düşüyor. Düşen sular, üstte gökkuşağı, altta koca bir dev kazanı oluşturuyor. Türkiye'nin birinci, dünyanın üçüncü yüksek şelalesi olan
Tortum Şelalesinin bulunduğu bölgede ziyaretçiler için piknik alanı ve hemen şelalenin altına inen merdivenlerin üzerinde de demir korkuluklu izleme balkonu var. Şelalenin aktığı yerden dipteki dev kazanına merdivenlerle inip Tortum Çayını ahşap köprüden geçerek Tortum Hidroelektrik Santrali sahasına çıkılabiliyor. Anlatılanlara göre şelale tarafından inip, elektrik santrali tarafından çıkmak nefes darlığı ve kalp rahatsızlıklarına iyi geliyormuş. 1960’te kurulan hidroelektrik santrali yüzünden şelalenin suyu azalmış, mayıs ve haziran ayları dışında şelaleyi eski halinde görmek olanaksız.
Oschki (Öşkvank) Manastırı
Tortum Vadisi önemli bir doğa alanı aynı zamanda, özellikle yırtıcı kuşların sığınağı, Türkiye’deki dört akbaba türü de burada yaşıyor. Bu cennet vadinin çevresi Orta çağda önemli bir yerleşim merkeziydi ve çevresinde şimdi bile insanı hayretler içinde bırakan büyüklükte eserler inşa edilmişti. Bunlardan biri de Çamlıyamaç köyünde bulunuyor. Şimdi kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde bulunan Çamlıyamaç köyündeki
Oschki (Öşkvank) Manastırı, Ortaçağ’da Tao-Klarceti Bölgesinin en büyük manastırı ve yönetim merkezlerinden biriymiş. Manastırdan günümüze kilise, yemekhane, üç şapel, el yazmalarının kopya edildiği kütüphane, papaz okulu, piskoposun konutu gibi yapıların kalıntıları ulaşmış. Kilisenin güney girişindeki Gürcüce yazıtta 963-973 yılları arasında David Magistros döneminde inşa edildiği ve Vaftizci Yahya’ya adandığı da anlatılıyor.
Bölgenin en büyük haç planlı yapısı olan kilisenin kubbesi -ki hala sağlam- tam 34 metre yüksekliğinde. Üst örtüsü kısmen çökmüş, buna rağmen kabartmaları ve resimleriyle bir başyapıt Öşkvank.
Hahuli (Haho) Manastırı
Ortaçağ’da Gürcistan'ın en önemli kültür merkezlerinden biri olan
Hahuli (Haho) Manastırı da şahane bir vadinin içinde. Tortum’un Bağbaşı köyündeki manastırın kilisesi hala cami olarak kullanılıyor ve çevresindeki yapıların da çoğu sağlam. Yüksek duvarlarla çevrilmiş avlunun içinde Meryem Ana Kilisesinin (Taş Cami), şapel ve vaftizhane gibi manastır yapılarının kalıntıları bulunuyor. Duvarların dışında da altı şapel kalıntısı var. Hahuli sözcüğü Gürcücede Tanrının annesi anlamına geliyor. Gürcü Kralı David Magistros’un (961-1001) inşa ettirdiği yapının duvarları resimlerle, dış cephesi kabartmalarla süslü.
İşkhan Manastırı
Tortum Vadisinin üçüncü büyük kilisesi ise Yusufeli’nin Dağyolu (İşkhan) köyünde. İşkhan, Ermenice Bey ya da Prens anlamına geliyor. Manastır ilk olarak burada doğan İşkhanlı Nerses adlı bir rahip tarafından 7. yüzyılın başında inşa edilmiş. Arap akınları sırasında hasar gördüğü için Handtzalı Grigol tarafından yeniden inşa ettirilmiş. 1930 yılında camiye çevrilen kilise daha sonra terk edilmiş. Haç planlı yapının apsisinin kuzey ve güney kanatlarının üst örtüsü yıkılmış. Merkezi mekanı örten yüksek kasnaklı ve 32 metre yüksekliğindeki konik külahlı kubbesi dört fil ayağının üzerinde yükseliyor. Kilisenin duvarlarında freskler, dış cephesinde de bitkisel ve geometrik motiflerden oluşan kabartmalar görülüyor. Kilisenin 30 metre kadar güneybatısında da 1006 yılında Meryem Ana adına inşa edilmiş bir şapel var.
Yapmadan Dönme!» Öşkvank, Haho ve İşkhan'ı gezmeden,
»
Tortum Şelalesini görmeden,
» Gölün kıyısında alabalık yemeden,
» Cağ kebabından tatmadan,
» Erzurum Arkeoloji Müzesi'ni gezmeden, DÖNME!
Tortum’un Neyi Meşhur?
Tortum civarının en ünlü spesiyali Alabalık. Genelde mısır ununa bulanan alabalık tere yağında kızartılarak servis ediliyor. Yağlı kuzu budundan yapılan Cağ Kebabı da Erzurum'la özdeşleşmiş bir lezzet, mutlaka tatmak lazım.
Torum Nerede, Nasıl Gidilir?
Erzurum;
İstanbul'a 1225 km
Ankara’ya 877 km ve
İzmir'e 1457 km uzaklıkta. Erzurum-
Artvin karayolunun 93. kilometresinden Tortum Gölüne gelmeden ayrılan asfalt bir yol 7 km sonra Çamlıyamaç köyüne varıyor.
Erzurum-Artvin karayolunun 77. kilometresindeki Meryem Ana (Taş Camisi) tabelası takip edilerek Bağbaşı köyüne ulaşılıyor. Dağyolu köyüne gitmek için ise Yusufeli-Oltu yolu üzerindeki tabeladan içeriye sapıp 6 km gitmek gerekiyor.