Barhal olağanüstü güzellikteki vadileri, içinde alabalıkların yüzdüğü dereleri, yaylaları, el değmemiş ormanları, buzul gölleri ve zengin yaban yaşamıyla Türkiye'nin en güzel köşelerinden biri. Türkiye hatta Yusufeli sıcaktan kavrulurken bile karlı dağların eteğindeki Barhal soba yakılacak kadar serin oluyor. Doğanın kucağında, sakin ve serin bir tatil yapmak isteyenler için iyi bir seçenek.
Barhal Yusufeli’ne bağlı büyük bir köyün, Artvin-Rize sınırını oluşturan bir sıradağın, bu dağdan doğup Çoruh'a katılan bir çayın ve aynı zamanda geniş bir bölgenin de adı. Barhal ya da şimdiki adıyla
Altıparmak 33 mahalle, 20 mezra ve 8 yayladan oluşan oldukça geniş bir alana yayılmış büyük bir köy. Altıparmak ve komşu köy Bıçakçılar’da halkın büyük çoğunluğu Gürcüce konuşuyor.
Barhal Evleri
Barhal’a Yusufeli’nden
Barhal Vadisini takip eden bir yolla ulaşılıyor, bu yol oldukça dar ve tehlikeli. Ancak bir o kadar da etkileyici. Barhal’dan sonra bir köy daha var, anlayacağınız burası yolların sonu. Barhal çevresindeki evler yörenin doğasına ve yaşam koşullarına uygun bir şekilde taş ve ahşap kullanılarak inşa edilmiş.
Genelde üç katlı olan evlerde giriş katı ahır, ikinci kat yaşama mekanı, üçüncü kat ise samanlık ve malzeme depolama yeri olarak kullanılıyor.
Barhal Kilisesi
Ortaçağ’da Tao-Klarceti yöresinin önemli bir yerleşimi olduğu bilinen Barhal Altıparmak (Barhal) köyünde, aradan geçen bin yıla rağmen ayakta duran ve şimdi cami olarak kullanılan bir kilise var. Gürcü Kralı David Magistros tarafından 961-973 yılları arasında inşa ettirilen kilise Vaftizci Yahya’ya adanmış. Birçok kez onarılan yapı geçtiğimiz yüzyılın içinde camiye çevrilmiş. Planı Dört Kilise’yle büyük benzerlik gösteriyor, büyük olasılıkla aynı mimarın elinden çıkmış olmalı.
Şimdilerde tanınmış bir rafting parkuru haline gelen
Barhal çayının iki ana kolu var. Bunlardan biri Yaylalar köyü tarafından gelen Heveg suyu ve Barhal Çayı’nın ana kaynağı olarak kabul edilen Kocaçay. Koçacay 2635 metre yüksekliğindeki Karagöl’den doğuyor. Barhal Dağı’ndaki 13
buzul gölü de diğer küçük dereleri besliyor. Kocaçay ve Heveg Barhal köyünde birleşiyor ve çay artık
Barhal Çayı olarak akmaya başlıyor, Yusufeli'nin içinden geçerek Çoruh'a karışıyor. Barhal yöresindeki her vadi ayrı bir güzellik taşıyor, bu vadiler çok zengin bir ekosistemi de barındırıyor.
Dört Kilise Manastırı
Tekkale köyü yakınlarında kırsal alanda
Barhal kilisesine benzeyen bir başka Gürcü kilisesi var. Dört farklı yapıdan oluştuğu için, Gürcücede Othta Eklesia, yani Dört Kilise olarak anılan manastır büyük bir bazilika, güneydoğusunda iki katlı bir mezar şapeli, batıda bir yemekhane, kuzeydoğuda ise papaz okulu olduğu düşünülen iki bölümlü bir salondan oluşuyor. Güney ve batı cephesinde yer alan yazıtlardan kilisenin 961-965 yıllan arasında Kral David Magistros tarafından yaptırıldığı anlaşılıyor.
Yapmadan Dönme!» Barhal ve Dört Kilise manastırlarını görmeden,
» Barhal Çayı'nda rafting yapmadan,
» Buzul göllerine çıkmadan,
» Bu güzelliği korumak için söz vermeden, DÖNME!
Barhal Nerede, Nasıl Gidilir?
Yusufeli;
Erzurum'a 139 km,
Artvin'e 120 km uzaklıkta.
İstanbul'dan Artvin'e otobüsle gitmek yaklaşık bir gün sürüyor. Bu yüzden uçakla Erzurum ya da Trabzon'a gitmek en doğrusu.
Yusufeli'ye 31 km uzaklıktaki Altıparmak (Barhal) köyüyle ilçe merkezi arasında minibüsler çalışıyor. Bu dolmuşlarla Barhal'a 16 km uzaklıktaki Yaylalar köyünün Olgunlar (Meretet) Mahallesi'ne kadar gidilebiliyor. Burada yollar bitiyor, Kaçkar geçişleri genelde buradan başlıyor.