Roma döneminde Bithynia-Pontus eyaletinin başkenti olan Amasra'nın önemi artmış, anıtsal yapılarla donatılıp surlarla çevrilmiş. 1261 yılında Cenevizlilere verilen Amasra iki yüz yıl sonrada Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmış.
Cumhuriyetin ilk yıllarında Amasra'nın yıldızı sönmüş, hatta belediyesi kapatılmış, limanın genişletilmesiyle birlikte önem kazanınca 1955 yılında tekrar belediyelik olmuş.
Amasra’da gezilecek yerler listemize bakacak olursak;
Kuşkayası Anıtı
Bartın’dan Amasra’ya giden iki yol var. Anadolu’da başka örneği olmayan biricik yol anıtı Kuşkayası’nın önünden geçen eski yol, oldukça virajlı ve yılan gibi kıvrıla kıvrıla Amasra’ya doğru iniyor. Yeni yol ise daha düzgün. Roma imparatoru Tiberius Germanicus Claudius (MS 41-54) zamanında Bithynia-Pontus Vali'si Galius Julius Aguilla tarafından yaptırılmış karayolu dinlenme yeri ve anıtı olan Kuşkayası Amasra’ya 4 km uzaklıkta. Anıtın bulunduğu yerin manzarası müthiş, kayaya oyulmuş anıtın solunda bir sütun üzerinde duran başı kopuk Roma kartalı, sağda ise Claudius’un başı yok edilmiş bir kabartması, anıtın üzerinde de iki yazıt var.
Bakacak Tepesi
Kuşkayası’nı birkaç kilometre geçtikten sonra Amasra'nın en güzel görüldüğü noktaya;
Bakacak Tepesi’ne ulaşılıyor. Amasra'nın Osmanlılarca fethi öncesinde Bakacak tepesinden aşağıya bakan Fatih’in, gördüğü manzaraya hayran kalarak hocası Akşemseddin’e: “Lala, Çeşm-i Cihan bura mı ola?” dediği söyleniyor.
Direkli Kaya
Etrafı ormanlarla kaplı bir yarımadanın üzerinde kurulan Amasra'nın iki yanındaki doğal ve korunaklı limanlar tarih boyunca önemli bir liman kenti olmasını sağlamış. Yarımadanın doğusundaki koya “Büyük Liman”, batısındaki koya ise “Küçük Liman” deniyor. Her iki koyda da denize girilebilecek plajlar var, ama en büyük plaj Büyük Liman’da. Küçük Liman’daki
Direkli Kaya olarak bilinen tarihi kulenin önünden de Prenses Amastris’in denize girdiğine inanıyor Amasralılar. Yakın çevrede Bozköy ve Çakraz gibi ünlü plajlar da var.
Amasra Kalesi
Amasra'nın ilk olarak Sesamos adıyla Amazonlar tarafından kurulduğu kabul ediliyor. Büyük İskender zamanında yeniden kurulan kent Amastris olarak anılmaya başlamış. Amasra’ya adeta bir ortaçağ kenti havası veren kalesi ilk kez Roma döneminde yapılmış, günümüze ulaşan surları ise Bizanslılarca inşa edilmiş. Cenevizlilerin yeni kapılar açıp ve güçlendirdiği kalenin surları Boztepe ve Zindan mahallelerini çevreliyor, Zindan mahallesinin içinde ikinci bir surla çevrili bölge ise İçkale olarak adlandırılıyor. Halk arasında Sormagir kalesi olarak bilinen Boztepe aslında bir ada, tek gözlü Kemere köprüsüyle yarımadaya bağlanıyor.
Fatih Camisi
Küçük Liman’dan Boztepe’ye doğru giden yolun üzerindeki dar sokaklar ve merdivenler kalenin içlerine doğru gidiyor. İçkale’deki Fatih Camisi 9. yüzyılda inşa edilmiş bir Bizans kilisesi. 19301u yıllara kadar cami olarak kullanılan bir başka Bizans kilisesi ise şimdi kültür ve sanat evi olarak kullanılıyor. Amasra’nın bir zamanlar Cenevizlilerin egemenliğinde olduğunun en büyük kanıtı ise kalenin surlarında ve kapılarında görülen hanedan armaları.
Tavşan Adası
Amasra'nın biraz açığında üzerinde yalnızca tavşanların yaşadığı
Tavşan Adası var. Sandal ya da motorlarla bu adaya gidilebiliyor.
Amasra Müzesi
Roma dönemi yapısı olduğu bilinen Bedesten ve Osmanlı hamamı, Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait arkeolojik eserler ve Osmanlı dönemine ait etnografik eserlerin sergilendiği müze de görülmeye değer.
Çekiciler Çarşısı
Amasra'nın en çekici yeri ise
Çekiciler Çarşısı. Amasra’ya gelen hemen herkes bu çarşıyı ziyaret ediyor. Burada birbiri ardına sıralanmış onlarca dükkan var ve bu dükkanlarda peçetelikten rahleye dek bin bir çeşit ağaç ürünleri satılıyor. Şimşir, ceviz, kiraz ve kızılağaç kullanılarak yapılan eşyaların çoğu dükkanların arkasında üretilip desenleniyor. Çarşıya adını veren çekicilik Amasra’ya özgü bir el sanatı. Çekici ustaları hünerlerini armut ağacından yaptıkları kaselerde gösterirmiş. Bu kaselerin ünlü “Amasra Salatası’na da özel bir aroma verdiği söyleniyor. Kimine göre ise salatanın lezzeti kaseden değil mevsimine göre kullanılan en az yirmi bir çeşit malzeme ve sostan geliyor, hatta salataya lezzet veren sosun oranını babanın bile oğluna öğretmediği söyleniyor.
Yapmadan Dönme!» Kuşkayası anıtı görmeden,
» Amasra'yı ve Bartın ırmağını tekne turlarıyla keşfetmeden,
» İnkumu, Amasra ve Çakraz'da denize girmeden,
» Amasra'da balık ve salata yemeden, DÖNME!
Amasra'da Konaklama SeçenekleriAmasra'da çok sayıda butik otel ve pansiyon bulunuyor. Çok fazla turist çeken bir bölge olduğu için rezervasyonunuzu son güne bırakmamanızı tavsiye ediyoruz. Buradaki oteller genellikle oda kahvaltı şeklinde çalışıyorlar. Öğle ve akşam yemeklerinizi Amasra sahildeki balık restoranlarında yiyebilirsiniz.
Konaklayabileceğiniz oteller ve ortalama 1 gecelik 2 kişi konaklama sezon fiyatları şu şekilde:
- Diamond Hotel Amasra: 1000 TL
- Bedesten Otel: 300 TL
- Kural Butik Otel: 550 TL
- Grand Asiye: 800 TL
- Emin Butik Otel: 550 TL
Otellerin en ucuz fiyatlarını bulabilmek için Enuygun
Bartın Amasra otelleri sayfasındaki otel fiyatlarına bakarak hazırlanmıştır.
Amasra'nın Neyi Meşhur?
Bartın’ın zengin mutfak kültürüne de sahip Amasra’nın yöresel yemekleri arasında Pumpum Çorbası, Yumurtalı Isbut (bir ot çeşidi), Kabak Burması, Pirinçli Mantı, Halışka ve incir Dondurması başta geliyor.
Amasra Nerede, Nasıl Gidilir?
Amasra Bartın'a 17 km uzaklıkta. Bartın'dan Amasra'ya her yarım saatte minibüs kalkıyor, büyük kentlerden Amasra'ya direkt otobüs seferleri yapılıyor.