Smyrna,
İzmir ilinin kuzeydoğusunda, Bornova Ovası’nda yer alan antik kenttir. Bayraklı ya da Tepekule adıyla da anılan höyük, yaklaşık yüz dönümlük bir ada üzerindeydi.
Meles Irmağı'nın getirdiği alüvyonlarla ve Sipylos (Yamanlar) Dağı'ndan akan sularla Bornova Ovası oluşmuş, deniz üzerindeki ada da bir höyük halinde karayla birleşmiştir. Bugün bu höyüğün üstünde, İzmir Şarap ve Bira Fabrikasının deneme bağı bulunmaktadır. Kentin adı olan Smyrna'nın, Anadolu kökenli bir sözcük olduğu sanılmaktadır. Yapılan arkeolojik çalışmalar MÖ 3000'den MÖ 300'e değin bu höyüğün bir yerleşme olduğunu göstermektedir. Tarih öncesi yerleşmeler, Bayraklı Höyüğü'nün alt katlarındadır. Küçük alanlarda yapılan kazılarda elde edilen buluntular arasında seramikler çoğunluktadır.
Smyrna Antik Kenti Tarihi
MÖ 850’de Symrna çevresine kalın duvarlı, kerpiç bir sur yapılmıştır. Bu sur, Anadolu’daki Helen (Eski Yunan) yerleşmelerinin en eski kent duvarıdır. Avlu çevresinde dizilmiş odalardan oluşan atölyeler ve iki odalı avlulu evler mimarideki gelişmeyi göstermektedir. Kentin koruyucu tanrısı, tanrıça Athena'ya adanmış kutsal alan, yerleşmenin doğusunda ortaya çıkarılmıştır.
Athena Tağınağı'ndan günümüze ulaşan en eski kalıntılar, MÖ 8. yüzyılın sonlarına tarihlenmektedir. Tapınak, Helen sanatının Anadolu'daki en önemli ve en eski mimari eserlerinden biridir.
Athena Tapınağı'nın önünde son bulan batı-doğu doğrultulu ve Athena Caddesi adı verilen ana caddeye açılan kuzey-güney doğrultusundaki ikincil caddeler ve sokaklar, belirgin bir kentçilik düşüncesinin kalıntılarıdır. Parke döşeli en eski yollar da burada ortaya çıkarılmıştır. Kentin en ilginç yapısı olan dikdörtgen planlı, bindirme tekniğindeki tonozla örtülü bir çeşme, MÖ 7. yüzyılın ilk yarısına tarihlenmektedir. Bu yüzyıl birçok İonia kenti gibi Smyrna'nın da en parlak dönemidir.
Özellikle denizyolu ticaretiyle kalkınan bu kentler, birçok bakımdan Yunan anakarasındaki kentlere öncülük etmişlerdir. Kent nekropolü Sipylos (Yamanlar) Dağı'nın eteklerinde yer almıştır. Mezarların en görkemlilerinden biri olan ve çok yakın zamana değin görülebilen Tantalos Mezarı, bugün yoğun yapılaşma nedeniyle kaybolmuştur. MÖ 600'de Lidya Kralı Alyattes’in, Symrna'yı yakıp yıktığı çeşitli kaynaklar ve araştırma buluntularıyla doğrulanmaktadır. Ancak, kentliler yıkılanları onardıkları gibi, yenilerini de yapmışlardır. Ne var ki, yeni yapıların mimarisinde, önceki döneme kıyasla bir kalitesizlik görülmektedir. MÖ 6. yüzyılın ikinci yarısındaki Pers işgali ve neden oldukları zarar sonrasında, kent eski ihtişamını kaybetmiştir. MÖ 5. yüzyılda yerleşimin sınırlı olduğu görülmekte, fakat aynı yüzyılın sonlarına doğru ve MÖ 4. Yüzyılda yerleşimin büyüdüğü gözlenmektedir.
MÖ 4. yüzyılda yönetici ve zenginlere ait merkezi avlulu 6,8,16 odalı üç ev dışında, çok sayıda dörtgen planlı küçük ev ortaya çıkarılmıştır. Sipylos (Yamanlar) Dağı'ndaki Çifte Tümülüs gibi, MÖ 4. yüzyılda yapılmış kimi mezarların sahipleri zengin kişilerdir. MÖ 4. yüzyıldaki nüfus patlaması sonucunda, Smyrnalılar MÖ 300 yılında Pagos (Kadifekale) eteklerine taşınmış ve yeni İzmir'i kurmuşlardır.
Efsaneye göre Büyük İskender (Aleksandros) bir gün Pagos Dağı'nda avlanırken, buradaki iki Nemesis Tapınağı'nın önündeki çınar ağacının altında uykuya dalmış. Rüyasında tanrıçalar orada bir kent kurmasını ve Smyrna halkını oraya taşımasını söylemişler. Bu efsane Marcus Aurelius, Gordianus ve Philippus Arabs'ın dönemlerinde basılan paraların üzerinde betimlenmiştir. Tarihçi Strabon'a göre Smyrna, MÖ 1. yüzyılın en güzel İonia kentidir. MS 178 yılında kent büyük bir depremde oldukça yoğun bir hasara uğramıştır ve İmparator Marcus Aurelius (161 -180) tarafından yeniden inşa ettirilmiştir.
Smyrna Antik Kenti Nerede, Nasıl Gidilir?
Smyrna Antik Kenti,
Bayraklıya bağlı Tepekule Mahallesinde bulunmakta olup, şehir merkezinden rahatlıkla ulaşılabilir.