Tarih boyunca iki büyük savaşa sahne olan
Çanakkale, Asya ve Avrupa'nın birleştiği stratejik bir noktada kurulmuş. Çanakkale savaşlarının en kanlı çarpışmalarının yaşandığı, çok sayıda şehitlik, anıt ve mezarlığın bulunduğu Gelibolu Yarımadasıyla, Troya, Assos gibi eski uygarlık merkezlerinin ortasındaki Çanakkale, tarihi kalıntıları ve 671 kilometrelik sahil şeridiyle büyük bir turizm potansiyeline de sahip.
Mitolojik Aşk Öyküsü
Çanakkale, Marmara'nın dolayısıyla Karadeniz’in de Ege Deniziyle buluştuğu kendi adını taşıyan boğazın ortasında kurulmuş. Batıkların Dardanelles olarak adlandırdığı Çanakkale Boğazının uzunluğu 65 km, genişliği ise 1 km ile 6 km arasında değişiyor. Antik dönemde Çanakkale Boğazının Avrupa yakasında Sestos, Anadolu yakasında Abydos adında iki kent varmış. Burada mitolojik bir aşk öyküsü yaşanmış.
Sestos kentindeki bir kulede Hero adında güzel bir Afrodit rahibesi yaşarmış. Hero doğduğundan beri oradaymış ve hiç kuleden dışarıya çıkmazmış, çünkü o daha doğmadan kahinler, ailesine, kuleden bir gün ayrılırsa başına bir uğursuzluk geleceğini ve genç yaşta öleceğini söylemişler.
Bahar aylarında Tanrıça Afrodit’in sevgilisi Adonis’e kavuşması büyük şenliklerle kutlanır, tanrıçanın tapınağında törenler düzenlenirmiş. Bir bahar günü Hero da bu kutlamalara katılmak istemiş, başına bir uğursuzluk geleceğine inanan ailesini güç bela ikna etmiş ve tapınağın yolunu tutmuşlar. Tapınak’ta Abydos’lu yakışıklı Leandros’la karşılaşmış, iki genç birbirini görür görmez sevdalanmışlar. Konuşup ilan-ı aşk etmişler. Ancak aralarında koca bir boğaz varmış, aşkın gücü onu da aşmış, Leandros her gece yüzüp Hero’nun yanına gelmeye başlamış. Günler, ayları kovalamış bir kış günü Leandros yine suya dalmış, fakat Boğazın azgın sularında boğulup gitmiş. Leandros’un cesedini gören Hero da bu acıya dayanamayıp intihar etmiş.
Çanakkale Tarihi
Bu bölgede ortaya çıkarılan ilk yerleşimler MÖ 4000 yılına kadar gitmektedir. Antik dönemlerde yerleşim birimleri daha çok Hellespontos (Çanakkale Boğazı) kıyılarında, Troas bölgesinde ve sonradan Dardanos adını alacak olan kentin bulunduğu bölgede kurulmuştur. Kent. Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan önemli bir geçit olduğu ve başlıca yollar üzerinde bulunduğu için, bin yıllar boyunca gelişmiş bir ticaret merkezi olmaya devam etmiştir.
Özellikle Çanakkale'nin 30 km güneyinde bulunan Truva Antik Kenti, Homeros'un İlyada'da anlattığı kadarıyla görkemli, zengin ve o günkü Yunan dünyası için merkezi bir kenttir. Heinrich Schliemann'ın (1822 -1890) ortaya çıkardığı ve Truva (Troya, Troia) atıyla ünlenen bu kent, bin yıllarca insanların hayalini süslemiştir. Ama aslında bugünkü Çanakkale, antik dönemde, Çanakkale'nin 11 km güneybatısında Troas bölgesinin Dardanos kentine tekabül etmektedir. Bir Aiolia kenti olan Dardanos, adını Yunan mitolojisinin baş tanrısı Zeus'un Elektra'dan doğma oğlu Dardanos'tan alır. Bazı İtalyanlar ise, onun bir Etrüsk prensinin oğlu olduğuna inanırlar. Rivayete göre Dardanos, bu bölgede, içinde Dardanos ve Troya'nın da bulunduğu birçok kent kurmuştur.
MÖ 12. yüzyıl dolaylarında. Balkanlardan göç eden kavimlerden biri olan Frigler (Phrygialılar) bu bölgeyi istila etmişlerdir. Yunanlar MÖ 11. ve 8. yüzyıllar arasında, yani koloni kurma dönemlerinde, bu bölgede çeşitli koloniler kurmuşlardır. Daha sonra efsaneye göre, taktığı yüzükle istediği zaman görünmez olabilen ve böylelikle Lidya'nın kralı olan Gyges, MÖ 680 yıllarında bölgeyi egemenliği altına almıştır. Dardanos MÖ 546 yılında ise Pers egemenliğine girmiş ve Yunanlar ile Persler arasında geçen iki büyük savaşta, Perslerin Yunan anakarasına geçmek için kullandığı önemli bir üs olmuştur.
MÖ 394 yılında Büyük İskender'in (Aleksandros) yönetimine giren bölge, daha sonra birçok kez el değiştirmiştir. MÖ 191 yılında bu bölgeye yerleşmeye başlayan Romalılar, MS 1. yüzyılın başlarında bölgeyi tamamen egemenlikleri altına almışlardır. İstanbul'un (Konstantinopolis) kurulmasından sonra önemi kat kat artan bu bölge, uzun bir süre Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğunun egemenliğine boyun eğmiştir. 668 ve 672 yılları arasındaki, yani Emeviler döneminde Arap donanmaları Çanakkale Boğazından geçerek İstanbul'u kuşatmışlardır. Daha sonra Venedik, Pisa ve Cenova prenslikleri, bu bölgeyi kontrolleri altına almak için birbirleriyle mücadele etmiştir. 13. yüzyılın ortalarında tekrar Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğunun egemenliğine giren bölge, 14. yüzyılın başlarında Karesioğulları Beyliği tarafından kontrol edilmiştir.
1345 yılında Çanakkale'nin Anadolu yakasında kalan kesimi, Sultan Orhan Gazi (1326 -1359) tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Fatih Sultan Mehmet (1451 -1481) bugünkü Çanakkale'nin güneyine, 1452 yılında Boğazhisar Kalesini yaptırmıştır. Kalenin etrafında ise bir kasaba kurulmuştur. Kasaba, çevreden çıkarılan topraklardan yapılan çanak çömleklerle ün kazanmış ve büyümüştür. Sonraları bu kaleye Çanak Kalesi adı verilmiştir. Çanakkale bugün bölgenin önemli ulaşım yollarına sahip, gelişmiş bir ticaret merkezidir.
Modern kentin 15. yüzyılda Çimenlik kalesi civarında geliştiği kabul ediliyor. Antik Abydos kentinin bulunduğu yerde inşa edilen kaleye önceleri Çanak Kale deniyormuş, kentin adı da buradan gelmiş. Boğazın en dar yerine, Avrupa kıyısındaki Kilitbahir Kalesi’nin tam karşısına Fatih tarafından inşa ettirilen kale şimdi müze olarak kullanılıyor. Müslümanlar ilk olarak Fatih Camisi civarında Cami-i Kebir Mahallesini kurmuş. Aynı dönemde Çimenlik Kalesinin yapımında çalışan Romanlar da Çay Mahallesine yerleşmiş. Cami-i Kebir Mahallesinin kuzeyine denizcilikle uğraşan Rumlar yerleşmiş. Ermeniler de Rumlarla aynı dönemde Zafer Meydanındaki kilise civarına yerleşerek kendi mahallelerini kurmuş. Liman kenti olması nedeniyle Levantenler de yerleşmiş Çanakkale’ye. Aradan geçen yüz yıl içinde köprünün altından çok sular akmış; Rumlar, Ermeniler, Levantenler çoktan terk-i diyar eylemiş. Museviler ise bir elin parmağı kadar kalmış
Çanakkale’de Gezilecek Yerler
Ülkemizin en önemli tarihi bölgeleri arasında yer alan
Çanakkale gezilecek yerler oldukça fazla olduğundan, 1 ya da 2 gün sürede şehrin tam anlamı ile dolaşılması mümkün olmamaktadır. Özellikle Çanakkale Zaferi sonucunda şehirde pek çok sayıda hatıralar ve savaş yıllarına ait izler bulunmaktadır. Savaş yılları ve sonrasına ait izlerin hala taze olarak korunduğu şehirde, yaklaşık olarak 100 yıl gibi zaman dilimlerinde pek çok sayıda kişinin aralıksız olarak ziyaret ettiği bilinmektedir.
Çanakkale Şehitler Anıtı
Genel olarak yaşanmış olan savaşların hatırlanması ve hatıraların canlı tutulması amacı ile seyahatlerin yapıldığı Çanakkale bölgesi, ülkemiz için yakın tarih sayfalarında yer almış olan Kurtuluş Savaşında şehit olan binlerce askerin hatırası için yapılmış olan
Çanakkale Şehitler Anıtının da gezilmesi gereken diğer önemli yerler arasında gösterilmektedir.
Kale-i Sultaniye (Sultan Kale)
Kente adını veren önemli ve görkemli bir anıttır. 15. yy ortalarında Fatih Sultan Mehmet (Padişahlık dönemi: 1451 -1481) tarafından yaptırılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman döneminde (Padişahlık dönemi: 1520 -1566) ise onarılmıştır (1551). Dış surlar ve içkale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. 110x160 m ölçülerindeki dış surlar dikdörtgen planlıdır. Duvarlarının kalınlığı 5-7 m arasında değişir, insan boyunda ve 2 m kalınlığında mazgalları vardır. Kuzey duvarının ortasında yer alan 14 m yüksekliğinde ve 15.5 m çapındaki kule en önemlisidir. 29x44 m ölçülerindeki içkale 22 m yüksekliğindedir. 3 kat ve üst sofadan oluşur.
Çanakkale Arkeoloji Müzesi
Bölgeden toplanan tarihi eserler 1911 yılında Çanakkale idadesi'nde (lise), 1936 yılında ise Zafer Meydanında bulunan eski bir kilise binasında bir araya getirilmiştir. Daha sonra yapı, müze olarak düzenlenmiş ve 1960 yılında ziyarete açılmıştır. Müze, 1984 yılında Atatürk Caddesinde inşa edilen yeni binasına taşınmıştır. Müzenin beş ayrı salonunda, çevre bölgelerde bulunan antik kentlerden çıkarılan eserler de sergilenmektedir. Bunlar arasında, Dardanos Kral Mezarı buluntuları, Bozcaada mezarlık kazısı buluntuları, Truva Antik Kenti'nin çeşitli katmanlarından çıkarılan eşsiz eserler ile Assos (Behramkale) ve Gülpınar (Apollon Smintheion Kutsal Alanı) kazılarında ortaya çıkarılan eserler sayılabilir. Çanakkale Arkeoloji Müzesi,
pazartesi günleri dışında her gün 08.30-12.30 ve 13.30-17.30 saatleri arasında ziyaret edilebilmektedir.
Fatih Camisi
Çarşının güney ucunda ve Kale'nin doğusundadır. 1452'de Fatih Sultan Mehmet (1451 -1481) tarafından yaptırılmıştır. Sultan Abdülaziz döneminde (1861 -1876) yenilenerek, minareden sonra iki katlı bir bölüm eklenmiştir.
Kale Mescidi
Çanakkale Hisarı'nın girişinde bulunmaktadır. Mihrabı ve iki duvarı sağlam durumdadır. Minarenin alt bölümü kesme taş, gövde ve şerefe ise tuğladandır. Basık kemerli kapı, esmer ve beyaz taştandır.
Kordon Boyu
Kentin kalbi feribot iskelesi, iki kıta arasında çalışan arabalı vapurlar günaşırı buraya yanaşıp, yolcu taşıyor. İskelenin iki yanında Çanakkalelilerin Nefes aldıkları Kordon Boyu uzanıyor. Akşam saatlerinde kitap ve takı tezgahlarınınkurulduğu Kordon cıvıl cıvıl oluyor. Başrolünde Brad Pitt’in oynadığı “Truva" filminde kullanılan at da Kordon Boyu’ndaki Morrabin Parkında sergileniyor.
Saat Kulesi
Feribot iskelesine 50 metre uzaklıktaki saat kulesi kentin simgelerinden. 1897 yılında İtalyan tüccar ve konsolos Emili Vitalis tarafından yaptırılan Saat Kulesinin dört cephesinde birer saat, en altında da bir çeşme bulunuyor. Saat kulesinin de bulunduğu Fetvane Sokak oteller, kitabevleri, barlar ve kafelerle dolu.
Yalı Han
Truva’yı keşfeden Schliemann’dan posta tatarlarına dek yolu Çanakkale’ye düşen hemen herkes buradaki Yalı Han’da kalmış. Şimdi hanın odaları kafe, sanat atölyesi ve kitapçı olarak kullanılıyor, mor salkımlı avlusu da neşeli muhabbetlere ev sahipliği yapıyor. Yalı Caddesi ve devamındaki Çarşı Caddesi boyunca asırlık dükkanlar sıralanıyor.
Aynalı Çarşı
Kentin bir başka simgesi ise türkülere konu olmuş ünlü Aynalı Çarşı. Çarşı bu adı eskiden içinde bulunan atlar için koşum ve süs eşyası yapılan dükkanlar nedeniyle almış, çünkü burada ayna olarak adlandırılan at gözlükleri satılıyormuş. Çanakkaleli Yahudi Tüccar İlya Halyo tarafından 1889 yılında inşa edilen Aynalı Çarşı 1915 yılında İngilizlerce bombalanmış, uzunca bir süre harabe olarak kalan yapı geçtiğimiz yıllarda aslına uygun bir şekilde restore edilmiş. Şimdi Aynalı Çarşı’da Truva Atı, Şehitler Anıtı maketlerinden seramiklere kadar birçok hediyelik eşya satılıyor.
Dardanos Antik Kenti
Troas bölgesindeki Dardanos, Çanakkale’nin 2 km güneybatısında ve Kalabaklı Çayı kıyısında, Maltepe'de bulunmaktadır. Bir Aiolia kenti olan Dardanos, adını Yunan mitolojisinin baş tanrısı Zeus'un Elektra'dan doğma oğlu Dardanos'tan alır. Bazı İtalyanlar ise, onun bir Etrüsk prensinin oğlu olduğuna inanırlar. Rivayete göre Dardanos, bu bölgede, içinde Dardanos ve Troya'nın da bulunduğu birçok kent kurmuştur. 1959 yılında Rüstem Duyuran tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılan bir aile mezarlığı, bölgenin tarihine ışık tutması açısından önemlidir. Bir koridor, ön oda ve ana mezar odasından oluşan mezarda birçok iskelet, altın takılar, tunç ve pişmiş topraktan yapılmış gereçler, kandiller, gözyaşı şişeleri ve müzik enstrümanları bulunmuştur. Mezarda: Arkaik, Klasik, Helenistik ve Roma dönemlerinden yazıtlar vardır.
Truva Antik Kenti
Çetin geçen savaş yıllarına ait pek çok hatıraların yer aldığı Çanakkale’de görülmesi gereken yerler listesinde bulunan
Truva Antik Kenti, binlerce yıl öncesine dayanan tarihi ile yapılmış savaşlara ait eserlere ulaşmanız mümkün olmaktadır.
Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı
Bahsedilmekte olan Çanakkale’de görülmesi gereken yerler listesinin diğer kısmında,
Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı bulunmaktadır. Yarımada Çanakkale sınırları içerisinde, Marmara bölgesinde yer alan ve 1973 yılında Milli park ilan edilen bölgedir. Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde dünya tarihinin en kanlı savaşları arasında gösterilen Çanakkale Savaşında binlerce şehit için açılmış olan şehitlik, kesintisiz olarak binlerce kişinin ziyaretlerine tanıklık etmektedir.
Assos Antik Kenti
Çanakkale sınırları içerisinde yer alan
Assos antik kentinin de şehri gezmeye giden kişiler tarafından mutlaka görülmesi gerekmektedir. Öğretim yeri olarak bilinen antik kenti, çok uzun yıllar öncesine ait eserleri ile binlerce kişi tarafından ziyaret edilmekte ve tavsiye edilmektedir.
Kente 5 km uzaklıktaki Nara Kalesi, Çanakkale Deniz Savaşları sırasında büyük kahramanlıklar gösteren ve şehit olan Dardanos bataryası komutanı Üsteğmen Haşan ve Teğmen Mevsufun anısına yapılmış Haşan Mevsuf Şehitliği, Çimenlik Parkındaki Deniz Müzesi ve Nusret Mayın Gemisi de görülmeye değer yerlerden.
Çanakkale'nin Yöresel Lezzetleri
Öncelikli olarak
Çanakkale neyi meşhur sorusunun cevabına Çanakkale
Ezine peyniri yanıtı genel olarak verilmektedir. Adını Çanakkale'nin Ezine ilçesinden almış olan peynir, yalnızca bölgede değil Türkiye'nin tüm bölgelerinde yaygın olarak tercih edilmekte ve tüketilmektedir. Diğer bir meşhur yiyecek türü olan Sardalya balığı da Çanakkale'nin en çok tavsiye edilen çeşitleri arasında yerini almaktadır. Çeşitli yemeklerinde yapılabilmiş olduğu balık türü, bölgede yaygın olarak görülen çeşitler arasındadır.
Bahsedilen diğer yemek ve yiyecekler arasında ise
peynir helvası, akıtma, kaçamak,
simit lokumu, bakla keşkeği,
tavuklu mantı,
kaymaklı lorlu biber böreği ve
hıdrellez yahnisi yer almaktadır. Özellikle savaş dönemlerine ait eser ve kalıntılar ile ülkemizde meşhur olan Çanakkale, aynı zamanda dünyada da yaygın olarak tanınan şehirler arasında bulunmakta ve her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Yalnızca savaş dönemi açısından ziyaret edilmeyen şehirde, pek çok sayıda özel alanlar bulunmaktadır.
Yapmadan Dönme!
» Aynalı Çarşı'yı gezmeden,
» Yalı Han'da soluklanmadan,
» Troya'daki tahta ata çıkmadan,
» Güzelyalı'da yüzmeden, DÖNME!
Çanakkale Nerede, Nasıl Gidilir?
Marmara bölgesinde bulunan Çanakkale;
İstanbul'a 310 km
İzmir'e 331 km ve
Ankara'ya 659 km uzaklıkta. İstanbul'dan kente uçak seferleri de yapılıyor.