Keldağ ve Musa Dağı arasında masmavi bir denizin, upuzun bir kumsalın, kıyıdan dağlara kadar uzanan yemyeşil portakal bahçelerinin arasındaki
Samandağ şahane bir doğaya sahip. Farklı dinlerden ve mezheplerden insanların yaşadığı, farklı dillerin konuşulduğu Samandağ Türkiye'nin en ilginç yerlerinden biri.
Samandağ'da Gezilecek Yerler Listesi
Saint Simeon Stilit Manastırı
Antakya’dan Samandağ'a doğru giderken ilk görülecek yer
Saint (Aziz) Simeon Stilit Manastırı. Manastırın bulunduğu tepeye Değirmenbaşı Beldesi’nden ayrılan yoldan gidiliyor. Manastırın ortasında 4 metre yüksekliğinde bir sütun var. Sütun keşişleri tarikatının kurucusu olan Aziz Simeon’un yaşamının 40 yılını bu sütunun üstünde geçirdiği kabul ediliyor. Üstelik bu bir rekor olarak
Guinness Rekorlar Kitabı’na bile geçmiş.
El-Arabi Türbesi
Manastıra gelmeden ayrılan bir yol ise bir başka tepenin üstündeki El-Arabi ziyaretine gidiyor. Samandağ yöresinin en önemli Nusayri ziyaretlerinden biri olan beyaz kubbeli yapı her zaman ziyaretçilerle dolup, taşıyor.
Simeon’un Arapçada Sem’an anlamına gelmesi nedeniyle yöre de Saman Dağı olarak adlandırılmış. Nüfusunun büyük çoğunluğu Nusayri olan Samandağ’da Arap Ortodokslar, Ermeniler ve Türkler bir arada yaşıyor. Diller dillere, çan sesleri ezan sesine, bayramlar bayramlara karışıyor; en çok bayram burada kutlanıyor.
Ramazan ve Kurban bayramlarının, Noel ve Meryem Ana yortularının, Gadir Hum bayramlarının sevincine tüm Samandağlılar katılıyor. Komşular birbirlerine “Allah herkese kendi dininde yardımcı olsun” diyor. İlçe merkezinde tarihi yapı yok, ancak ibadete açık üç
Arap Ortodoks Kilisesi var.
Samandağ sahili
Yayladağı'nın Meydan köyünden başlayan Samandağ sahiliyse Musa Dağı’nın eteklerine kadar 14 km boyunca uzanıyor. Yaz aylarında binlerce kişiyi ağırlayan
Samandağ sahili soyu tehlikede olan Chelonia Mydas ve Caretta Caretta türü deniz kaplumbağaları başta olmak üzere çok sayıda hayvan ve 200 civarında da bitki türüne ev sahipliği yapıyor.
Hızır Türbesi
Sahile paralel uzanan caddenin üzerinde villalar ve eğlence mekanları sıralanıyor. Samandağ sahilinde Müslümanlarca da, Hristiyanlarca da kutsal kabul edilen bir
Hızır Türbesi (Ziyareti) var. Burası
Antakya'daki Hızır ziyaretlerinin en ünlüsü. Hızır’ın Hz. Musa’nın buluştuğu kayanın üzerine inşa edilen ziyaret Hristiyanlarca Mar Circis olarak adlandırılıyor. Nusayriler, Hızır’ın sağ olduğuna ve inançla çağrıldığında yardım edip insanların dileklerini yerine getireceğine inanıyor.
Hatay’da Nusayrilerce kutsal kabul edilen onlarca Hızır ziyareti var. Nusayriler, ibadetlerini çoğunlukla bu ziyaretlerde yapıyor ve kutsal mekan olarak kabul ediyor. Bu makamları yeni araba alanlar, işe girenler, evlenenler ya da askere gidenler üç kez dolaşıp dilek tutuyor ve Hızır’dan yardım diliyorlar.
Kozma Dimyan Türbesi
Akıl hastalarına şifa verdiğine inanılan Mızraklı köyündeki Kozma Dimyan ziyareti de hem Müslümanlar hem de Hristiyanlarca ziyaret edilen kutsal mekanlardan birisi.
Samandağ'ın Antik Kentleri
Asi nehrinin denize döküldüğü yerde kurulan ve günümüze çok az kalıntısı ulaşan
Al-Mina kenti de Antakya’nın limanıymış. Samandağ sahilindeki bir diğer antik kent ise Çevlik civarındaki
Seleucia Pierria. Kentin kalıntıları Musa Dağı’nın eteklerinden sahile kadar yayılıyor. Antik kentteki
Beşikli Mağara’yla,
Titus Tüneli de görülmeye değer.
Türkiye'nin Tek Ermeni Köyü
20. yüzyılın başında Samandağ'ın 22 köyünden 7’sinde Ermeniler yaşıyormuş. (Kapısuyu, Vakıflı, Hıdırbey, Yoğunoluk, Eriklikuyu, Teknepınar ve Azir) 1915 yılında tehcire karşı çıkan Antakyalı Ermeniler Musa Dağı’nda toplanarak direnişe geçmiş. Kırk gün sonra bir Fransız gemisine sığınan Ermeniler Mısır’ın Port Said limanına götürülmüş.
Dört yıl orada bir kampta yaşadıktan sonra tamamı geri dönmüş. Hatay Cumhuriyeti döneminde yapılan referandumda altı köyün halkı Lübnan ya da Suriye’ye katılma yönünde oy kullanmış;
Hatay Türkiye’ye katılınca da çoğu göç etmiş, bazıları da Vakıflı’ya yerleşmiş. Buradan giden Ermeniler Lübnan’ın Bekaa vadisinde Ayncar adında bir köy kurmuşlar.
Vakıflı ise Türkiye'nin tek Ermeni köyü olarak kalmış. Köyün en dikkat çekici yapısı
Surp Asdvadzazin (Meryem Ana) Ermeni Kilisesi. Her yıl Ağustos ayının ikinci pazarında köyde
Üzüm Bayramı kutlanıyor. Etrafı narenciye bahçeleriyle kaplı olan 30 hanelik bu köyde organik tarım yapılarak her yıl 1 milyon Euroyu bulan ihracat yapılıyor.
Musa Ağacı
Vakıflı-Yoğunduk köyleri arasındaki Hıdırbey köyünde de
Musa Ağacı olarak bilinen 35 metre gövde çevresine sahip 800- 1000 yaşında olduğu sanılan bir çınar ağacı var. Söylenceye göre bu ağaç Musa peygamberin asasını vurmasıyla çıkan ab-ı hayat (ölümsüzlük) suyu sayesinde filizlenip, kök salmış. Bu çınarın yakınlarında da aynı söylencede adı geçen büyük bir su kaynağı var.
Teknepınar Yaylası
Bir zamanlar Samandağ'ın en büyük köyü olan Yoğunoluk’ta yörenin zengin Ermenilerinin konakları varmış. 1939 yılında Ermeniler köyü terk etmiş ve buraya Yörükler yerleştirilmiş. Yörükler kiliseyi camiye çevirmiş, daha sonraki yıllarda da üstüne bir kat çıkmışlar. Böylece ortaya benzeri görülmemiş bir yapı çıkmış; altı kilise, üstü cami. Cami ibadete açık, ama kilise kullanılmıyor. Suları ve havasıyla ünlü
Teknepınar Yaylası da Akdeniz’in sıcağından bunalanların kaçış noktası.
Yapmadan Dönme!
» St. Simon Manastırı'nı görmeden,
» Hızır ziyaretine girmeden,
» Ermeni köyü Vakıflı'yı gezmeden,
» Yoğunluktaki altı kilise, üstü camiyi görmeden,
» ipek gömlek ve kravat almadan, DÖNME!
Samanda'da Ne Yenir?
Samandağ'ın
tepsi kebabı çok ünlü. Tarifi çok kolay: kıyma, soğan, baharat, maydanoz, domates ve biber yoğrulur; ince ve geniş bir tepside pişirilir, böylece 3-4 kişilik lezzetli bir yemek hazırlanır. Saman- dağlıların çok sevdiği tepsi kebabı fırınlarda pişiriliyor. Bu nedenle fırınların yanında bir kasap, kasapların yanında fırın bulunuyor.
Samandağ Nerede, Nasıl Gidilir?
Samandağ-Antakya arası 22 km uzaklığın da. Antakya'dan kalkan minibüslerle 20 dakikada ilçe merkezine varılıyor.