Şeyh Mustafa Devati, On yedinci yüzyıl İstanbul Celvetilerinin büyüklerinden. Müderris. Tekke ve tasavvuf ehli. Üsküdar'ın manevi bekçileri arasında adı geçer, hürmet görür. Divitçi namıyla da bilinir. Divitçi veya Devati, anlam olarak, divit imal etmekten daha çok yazıcılığa işaret eder.
Hayat hikayesi ile ilgili çok fazla bilgi yok. Doğum tarihi ve doğum yeri de belli değil. En son
Üsküdar Valide Sultan Dar-ül hadisinde görevliyken bir şekilde tasavvufa yöneldi. Aziz Mahmud Hüdayi'nin halifelerinden Muk'ad Ahmet Efendi'ye kapılandı.
Her şeyi bir kenara bıraktı, tasavvufla meşgul oldu. Çabası ve yeteneğiyle kısa sürede bu yolda ilerleme kaydetti. Üsküdar Şeyh Camii'nde irşat faaliyetlerine başladı. Ömrünün sonuna kadar da burada kaldı.
Kendisi için hazırlanan, Camii/Tekke bahçesindeki türbede gömülüdür. Vefat tarihi Hicri 1067'nin Şevval ayı. Miladi olarak yaklaşık 1658.
Tasavvuf yolundaki manevi deneyimlerini "Tuhfetu's Sufiyin" adlı kitabında anlatmıştır.
TEKKE ve TÜRBE
Kayıtlarda adı
Devati Mustafa Efendi Tekkesi olarak geçer. Kimi kaynaklarda
Şeyh Camii Tekkesi de denir. Şimdilerde Diyanet'teki kafa kağıdındaki ismi ise
Şeyh Camii. Halk da böyle bilir, böyle söyler. İnşa tarihinde ihtilaflar var. Miladi 1645 ya da 1650 olabilir. Başlangıçta sadece camii olarak tasarlanmış olduğu sanılıyor. Camii ve tekke olmak üzere çift işlevli kullanılması daha sonra. Burası bir külliye aslında. Vaktiyle derviş hücreleri, harem ve selamlık, mutfak gibi ünitelerin bulunduğu hatırı sayılır büyüklükteki bir külliye hem de.
Şeyhin türbesiyle birlikte külliyenin mimari programı daha da genişlemiş. II. Mahmud döneminde cümle kapısı yenilenmiş. II. Abdülhamid döneminde hemen her yeri harap olmuş. Tamamı yeniden inşa edilmiş. 1925'te özgün işlevini yitirmiş, tekke kimliği ve üniteleri tarihe karışmış. 1941 ve 1975'te olmak üzere iki defa sadece cami olarak onarım görmüş. Açıldığı günden 1925 yılına kadar tekkede her cuma ayin icra edildiği de biliniyor.
Cadde cephesinde bir çeşmesi var. Bahçesine kemerli bir kapıdan giriliyor. Haziresi oldukça geniş bir alana yayılmış. Şeyh Devati'nin türbesi cami girişinin solunda. Türbe ile cami girişi arasında dar bir geçit var. Arkadaki Şeyh Camii Sokağı'na çıkıyor. Şeyh Camii Sokak üzerinde caminin cümle kapısının önüne düşen türbe, yığma taştan ve ahşap çatılı.
Erbabının söylemesine göre, kenarları birbirine eşit olmayan sekizgen bir alanı kaplıyor. İçinde sekiz sanduka var. Kandilleri ve levhaları da varmış eskiden. Arkası komple hazîre. Türbe bir hayırseverin eliyle 1991 yılında yenilenmiş. 1993 yılında da türbenin bakım, onarım ve ihtiyaçlarının karşılanması ve aynı zamanda yoksullara yardım için bir hayır vakfı kurulmuş. 2003'te ise türbe vakıf tarafından
İstanbul Türbeler Müdürlüğü'ne teslim edilmiş.
Mahalle sekenesi ya da çevredekiler vakit namazlarını burada kılmaya dikkat ederler. Özellikle de cuma namazını...
Yolunu değiştirip türbede bir dua okuduktan sonra devam edenler de görebilirsiniz. Üç aylarda ve Ramazan'da uğrak yeridir.
Aziz Mahmud Hüdayi Türbesi'ne
gelmiş olanlar, haberdarlarsa eğer, buraya uğramayı da ihmal etmezler. Özetle, bahar ve yaz aylarında gölgesinde dinlenilebilir. Çayevinde çay içilebilir. Dingin bir mekandır.
HURDA TEFERRUAT/MERAKLISINA
- Şeyh Devati'nin bir dönem görev gereği Kastamonu'da bulunmuşluğu da vardır.
- Üsküdarlı Meşhurlar Ansiklopedisi Şeyh Mustafa Devati'nin babasının adını söyler sadece bize; Arslan Ağa. Bunun da doğru olmama ihtimali yüksek. Caminin banisi "Kethüda Arslanağazade Mustafa" ile karıştırılmış besbelli.
- Şeyh Devati kendi döneminde camiye bir aşevi ve meşruta ekledi. Camiinin de onun zamanıyla birlikte tevhidhane olarak kullanıldığı sanılıyor.
- Devati tekkesinin en parlak dönemini, Şeyh Devati'den sonra yerine geçen oğlu Şeyh Mehmet Talip Efendi zamanında yaşadığı söylenir.
- Kediler var bir de. Kediler bu türbeyi pek seviyor derler. Belli ki civardakiler de kedileri pek seviyor. İstanbul'un en besili ve en tombik kedileri buradadır herhalde.
ALINTILAR
Şeyh Devati'ye ait olduğu söylenen ya da sanılan uzun bir deyişten: "...Eğer hala kızıyorsan, kendin ile olan kavgan bitmemiş demektir. Eğer hala kınlıyorsan, gönül evinin tuğlaları pekişmemiş demektir. Eğer hala kınıyorsan, düşüncelerin yeterince berraklaşmamış demektir."
Şeyh Mustafa Devati Türbesi Nerede, Nasıl Gidilir?
Üsküdar Meydan'dan Bağlarbaşı'na çıkan Selmanipak Caddesi'ne girdikten 250 metre sonra solda. Bülbülderesi Mezarlığı'na gelmeden az önce.