Bodrum son on beş, yirmi yıl içinde tatil deyince akla gelen ilk yer ve eğlencenin başkenti haline geldi. Herkesin kendine göre bir nedeni var Bodrum'a gelmek için. Ama herkes güzel anılarla ayrılıyor Bodrum’dan.
Halikarnas Balıkçısı da bunu çok güzel anlatmış dizelerinde; “Yokuşbaşına geldiğinde Bodrum'u göreceksin, Sanma ki sen geldiğin gibi gideceksin, senden öncekiler de böyleydiler. Akıllarını hep Bodrum’da bırakıp gittiler...”
Güllük Körfezi ile
Gökova Körfezi arasında yer alan Bodrum, doğuya doğru uzanan yarımadanın güney kıyısında ve bir koy kenarında kuruludur. Kuşkusuz Bodrum yalnızca deniz, güneş ve eğlenceden ibaret bir yer değil. Bodrum önemli bir tarihi yerleşim aynı zamanda.
Antik dünyanın yedi harikasından birinin bulunduğu bir yer olan Bodrum hem tarihin babası Herodot’un memleketi hem de Karyalıların başkentiydi.
Bodrum'un Tarihi
Antik adı Halikarnassos olan yerleşmenin, MÖ 11. yüzyılda Karyalıların Argolis kolu tarafından kurulduğu sanılmaktadır. Halikarnassos'ta Lelegler ve Karyalıların yaşadığı, daha sonra bölgeye Dorların göç ettiği bilinmektedir. MÖ 650'li yıllarda kente gelen Megaralılar, buraya Halikarnassos adını vermişlerdir. MÖ 546'dan sonra Pers hakimiyetine giren kent, Perslere bağlı Karia satrapları tarafından idare edilmiştir.
Karya Satrabı 2. Mausolos (MÖ 377-353), hükümdar olduktan sonra başkenti Milas’tan Halikarnassos’a (Bodrum) taşımış, çevredeki Leleg kentlerinden altısını Halikarnassos’a göçe zorlamış ve kenti surlarla çevirerek büyütmüş. Karya Kralı Mausolos daha sağ iken kendisi için Bodrum’da bir mezar anıtı inşa ettirmeye başlamış, doğu-batı sentezi anıt Maysolos’un eşi ve kız kardeşi olan Artemisia tarafından bitirilmiş.
Günümüzde
Halikarnas Mozolesi olarak adlandırılan yapı, antik dönemin Keops piramidinden sonra en yüksek anıtı olan 45 metre yüksekliğindeki mezar anıtının ölçüleri öyle büyük, heykel ve rölyefleri o kadar çokmuş ki, bu görkemli yapı
dünyanın yedi harikasından biri olarak kabul edilmiş. Daha sonra bütün büyük mezar anıtları Mausoleum olarak adlandırılmış.
Halikarnassos, MÖ 334’de Büyük İskender tarafından ele geçirilmiştir. MÖ 192'de Roma'nın bir uydusu durumuna gelmiştir. MÖ 189'da Rodos denizcilerinin, MÖ 88'de de kısa bir süre için Pontus Kralı Mithridates'in eline geçmiştir. MS 133'de Roma'nın Asya eyaletine bağlanmıştır. 11. yüzyıl sonlarında Türk hakimiyetine girmiştir. 1415'de Rodos şövalyeleri, Osmanlı hükümdarı Çelebi Mehmet'in izniyle Bodrum'a yerleşmiştir. Şövalyeler burada sağlamlaştırılmış bir kale yapmışlardır.
1409'da Papalık bu kalenin yapımında çalışacakların günahlarının bağışlanacağını bildiren bir buyruk yayınlamıştır. Zephiria Yarımadası üzerinde kurulan kale, Saint Peterium adına yapılmıştır. Halikarnassos, Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520 -1566), 1522'de tekrar Osmanlı İmparatorluğu’na bağlanmıştır.
1304 depreminde yıkılan Mausoleum’un taşları Bodrum Kalesinde kullanılmış. Kalenin duvarlarında anıta ait taş ve mermer parçaları hala görülüyor. Ancak anıta ait kabartma ve heykellerin çoğu üstelik Osmanlı'nın verdiği izinle 1857’de Sir Charles Newton tarafından yerlerinden sökülerek British Museum’a götürülmüş.
Şimdi anıttan geriye temel kalıntıları, mezar odası ve birkaç sütun parçası kalmış. Bodrum’un Tepecik mahallesindeki kalıntıların görülecek bir tarafı da kalmamış.
Halikarnassos antik kenti de Bodrum’un altında kaldığı için Turgutreis yolunun üstündeki antik tiyatro ve Gümbet yolunda görülen surlar dışında görülecek pek bir şey kalmamış. Ama Rodoslu Saint Jean şövalyelerince inşa edilen Bodrum’un simgesi kale dimdik ayakta duruyor.
Kuzeyden karaya bağlantılı olan kalenin üç tarafı denizle çevrili kayalık bir yarımadanın üzerine kurulmuş. İç kaleye yedi kapıdan giriliyor ve inşa ettiren şövalyelerin adlarıyla anılan Fransız Kulesi, İngiliz Kulesi, İspanyol Kulesi, İtalyan Kulesi ve Alman Kulesi adında beş büyük kulesi var.
Kalenin duvarlarında şövalye armaları, duvarlara kazınmış yazıtlar ve Mausoleum’dan getirildiği sanılan rölyefler görülüyor. Bodrum Kalesi son derece özenli bir çalışmayla onarılıp, Dünyanın en büyük
Sualtı Arkeoloji Müzesi olarak kullanılmaya başlamış. Burası aynı zamanda
Türkiye'nin ilk ve tek sualtı müzesi. Kalenin içinde Osmanlı döneminde camiye çevrilmiş bir şapel de var. Günümüzde müzenin teşhir salonu olarak kullanılan şapelin içine bir batıktan çıkan malzemelerle, geminin bir kopyası konulmuş. Şapelin duvarlarındaki yeşil taşların Mausoleum’dan getirildiği sanılıyor.
Bodrum'un Antik Kentleri
Bodrum Yarımadası’nda Halikarnassos’tan başka çoğu Leleg yerleşimi olan 12 antik kentin daha kalıntısı bulunuyor. Bunlar
Pedasa,
Telmissos (Gürece), Termera ve Aspat kalesi, Müsgebi (Ortakent), eski ve yeni
Myndos, Uranion, Madnasa, Sibda (Side), Yeni Karyanda, Syangela, Theangela, Kindye (Sığırtmaç), Eski Karyanda ve Bargylia. Şimdi üzerinde Gümüşlük kasabasının geliştiği Myndos, Konacık yakınlarındaki Pedasa ve Güllük Körfezi’nin kıyısındaki Bargylia’nın kalıntıları oldukça etkileyici.
Geçmişinin olanca görkemine karşın Bodrum geçtiğimiz yüzyılda küçük bir balıkçı kasabasına dönüşmüş, yolu izi olmayan bir sürgün yeri olmuştu. Dünyanın en güzel kokulu mandalinaların yetiştiği, sünger deyince ilk akla gelen bu sahil kasabasının kaderi Halikarnas Balıkçısının sürgün olarak gelmesiyle birlikte değişti. Ünlü yazar sürgün olarak geldiği Bodrum’un tutsağı oldu ve cezası bittikten sonra da buradan ayrılamadı.
Öykülerinde Ege'nin yoksul balıkçılarını, sünger avcılarını, dalgıçlarını anlattı. Bununla da kalmadı eserlerinde Anadolu uygarlığını işledi, birçok insanın yaşadığı toprakları tanımasını ve sevmesini sağladı. Dostlarıyla birlikte başlattığı Mavi Yolculuklar ise Bodrum’un ünlenmesini sağladı. Önce aydınlar, sonrasında sanatçılar Bodrum'u mesken tuttu. Ünlendikçe kalabalıklaşmaya başladı, ıssız koylar tatil köyleri ve yazlık sitelerle doldu taştı, eğlencenin ve tatilin ilk adresi oldu.
Bodrum Yarımadasında denize girebileceğiniz onlarca
mavi bayraklı koy ve sahil kasabası var. Ama yapılaşma öyle bir hal almış ki hepsi birbirine benziyor. Dağ taş çakma Bodrum evleriyle dolmuş. İlçe merkezine en yakın ve güzel plajlar Gümbet, Bitez ve Yahşi’de. Bodrum’da herkese ve her keseye uygun eğlence mekanları ve konaklama olanakları var.
Torba, Gölköy, Türkbükü, Gündoğan, Yalıkavak, Turgut Reis ve Akyarlar yarımadanın diğer sahil kasabaları. Yarımadanın diğer ucundaki Turgutreis Bodrum’dan sonra en büyük yerleşim. Göltürkbükü ise sosyetenin mekanı ve haliyle pahalı bir yer. Kafa dinlemek için Gümüşlük ve yeni yeni turizme açılan Mazı köyü ideal.
Bodrum sahillerinde her türlü su sporunu yapmak, gün içinde karadan terk edilmiş köyleri gezmek ya da denizden yarımadayı keşfetmek olanaklı.Bodrum'da Gezilecek Yerler ListesiMustafa Paşa Camisi
Bodrum Kale'sinin karşısında yer alan yapı, 1723'de Kızılhisarlı Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Kiremit çatılı olup, duvarları sıvalıdır.
Tepecik Camisi
Aynı adlı mahallede yer alan yapı, 1735'te Haşan Ağa tarafından antik dönemden kalma bir agoranın bulunduğu yere yaptırılmıştır. I. Dünya Savaşı sırasında yıkılan kubbesi onarılmıştır. Küçük bir çıkıntı üzerine inşa edilen Tepecik Camisi, Bodrum'da Türk mimarisini yansıtan bir yapı olarak dikkati çekmektedir. Kesme taştan dikdörtgen planlı olan caminin tek şerefeli bir minaresi bulunmaktadır.
Hacı Molla Hanı
Bodrum Çarşısı içinde, Kale Caddesindedir. Osmanlı dönemine ait eski bir yapıdır. Ahşap kısımları çürüdüğünden 1974 yılında onarımdan geçmiştir, iki katlı olan han, kesme taş ve tuğladan yapılmıştır. Günümüzde iş yeri olarak kullanılan han kare planlıdır.
Bodrum Kalesi
15. yüzyılda Rodos şövalyeleri tarafından yapılmıştır. Daha sonraki yıllarda onarımlar ve eklentilerle güçlendirilmiştir. Bir depremle hasara uğrayan Halikarnassos Mausoleion'unun taşlarıyla inşa edilen kalenin ilk duvarlarını, Alman Mimar Heinrich Schlegelholt yapmıştır. Kale 1523'te Kanuni Sultan Süleyman tarafından alınmış ve onarılmıştır, iki girişi olan kale, iç içe üç surdan oluşur. Kulelerle güçlendirilen yapının duvarlarında azize kabartmaları, haçlar ve şövalye armaları vardır. Dar bir kapıyla geçilen geniş alandaki kuleler, Alman, İtalyan, İngiliz, Fransız adlarıyla bilinir.
Yuvarlak ve çok kalın duvarlı bir yapı olan Beyaz Kule ise Sultan II. Abdülhamit döneminde (1876-1909) sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Daha geç dönemde yapılan Fransız Kulesi, 1436'da Angelo Muscettola tarafından yapılan İtalyan Kulesi ile birleştirilerek şövalyelerin ve yöneticilerin yerleşimi için ayrılmıştır. I. Dünya Savaşı sırasında yıkılan İngiliz Kulesi onarımdan geçirilmiştir. Yapının alt katında iki sarnıç bulunmaktadır.
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi
1965'de Bodrum Kalesinde açılmıştır. Eserler iki bölümde sergilenmektedir. Birinci bölüm, kaledeki küçük bir kilisenin içindedir. Burada MÖ 9. ve 8. yüzyıla ait eserler, İlk Tunç Çağı'na ait kaplar, Mykene (Miken) uygarlığına ait buluntular. Arkaik, Klasik ve Helenistik dönemlere ait heykellerle çeşitli küp mezarlar ve çocuk lahitleri vardır. İkinci bölümde ise sünger avcıları tarafından suyun altında bulunmuş eserler sergilenmektedir. Müze çeşitli sergileme bölümlerine ayrılmıştır. Bunlar amfora sergisi, Karyalı Prenses Salonu, İngiliz Kulesi, Türk Hamamı, Cam Batığı Salonu, Alman Kulesi, Sikke ve Mücevherat Salonu, Cam Salonu, Yılanlı Kule, Uluburun Batığı, Zindan, Kumandan Kulesi, Tektaş Batığı, Kuzey Hendeği ve Açık Hava Sahnesidir.
Salmakis Burcu (Kaplan Kalesi)
Bardakçı Koyu sırtlarında görülen yapı, Hermafrodit Efsanesinin doğduğu yerdir. Aphrodite'in oğlu bir gün Salmakis suyunda yıkanırken, Salmakis adlı su perisi onu görür ve aşık olur. Aşk teklifleri reddedilen Salmakis birden aşık olduğu delikanlıya sarılarak aşkının ebedi olması ve iki vücudu birbirinden ayırmamaları için tanrılara dua eder. Dua kabul edilir ikisi ebediyen birleşirler. Erkek ve kadın vücudundan oluşan bu bütüne Hermafrodit adı verilir.
Çömlekçi Köyü
Geç Mykene (Miken) gömütlerinin bulunduğu yerleşme. 1968 yılında yapılan kazılarda dokuz gömüt açılmış ve çok sayıda çömlek bulunmuştur. Burada dikdörtgen ve yuvarlak planlı olmak üzere iki tür gömüt saptanmış, çeşitli ölçülerdeki dikdörtgen gömütlerin tabanının taşlarla kaplı olduğu görülmüştür. Bodrum'a yakınlığından dolayı bir çekim merkezi haline gelen köyde ayrıca gelenekselleşmeye başlayan yağlı güreş müsabakaları yapılmaktadır.
Müsgebi Köyü Gömütleri
Bodrum ilçe merkezinin kuzeybatısında, Müsgebi (Ortakent) Mahallesi'nde yapılan kazılarda,
Mykene (Miken) Uygarlığı gömütleri ortaya çıkarılmıştır. Günümüzde yazlıkçıların yoğun olarak yerleştiği köyün kuzeyinden Bodrum - Asarcık yolu geçmektedir. Eğimli bölgelerde ve birkaç metre aralıklarla yan yana dizilmiş olan gömütler,
dromos (yol) ve gömüt odalarından oluşmaktadır, ince uzun bir çukur biçimindeki
dromostan, kapı işlevini gören küçük bir açıklıkla odaya geçilir. Ölü konulduktan sonra kapı taşlarla örülerek kapatılır.
Dromos ve ölü odası sıvalıdır. Toprağa oyulan gömüt odası kubbeyle örtülüdür.
Myndos
Myndos'un bulunduğu yerin bugünkü adı Gümüşlük'tür ve Bodrum Yarımadasının en batı noktasında bulunur. Kent Attika - Delos Deniz Birliğinin ilk üyelerinden biridir. Günümüz yapılarında Helenistik döneme tarihlenen mimari parçalar görülebilmektedir. Büyük bir deprem sonucunda büyük bir kısmı su altında kalan kent bugün görülebilen surları ve limanı ile Halikarnassos'un çağdaşı bir antik kenttir. Kentin çevresini, bugün bir bölümü ayakta olan Halikarnassos surları çevirmekteydi.
Karaada Ilıcası
Bodrum ilçesinin en önemli ılıcasıdır. Bodrum'dan 4 mil uzaklıktaki adaya tekneyle 20 dakikada ulaşılabilmektedir. Ilıca, Karaada üzerinde ve adanın kuzey kesiminde, kayalar arasındadır. Su sıcaklığı 32 derecedir.
Akyarlar
Kent merkezine 22 km uzaklıktaki
Akyarlar, Bodrum Yarımadası'nın güneyindedir. Eski adı Kefaluka'dır. Özellikle rüzgar sörfünü sevenlerin gözde uğrak yerlerinden biridir. Karadan denize doğru esen rüzgarlar, rüzgar sörfü için uygun bir ortam sağlar. Akyarlar sahili boyunca birçok pansiyon ve restoran bulunmaktadır. Burası gezi teknelerinin uğrak noktalarından biridir.
Aspat
Bağla Koyunun yanındaki tepenin ardındadır.
Ünlü Çökertme türküsü burası için yakılmıştır. İçme suyu olan yöre, piknik için elverişlidir. Günümüzde bölge için sahip olduğu tarihsel, doğal ve kültürel değerlerinden dolayı çeşitli agroturizm projeleri üretilmektedir.
Bağla
Yarımadanın güneyinde, kent merkezine 14 km uzaklıktaki Bağla Koyu, içme suyu kaynaklarıyla da ünlüdür. Bodrum'un mesire yeri konumundaki koy, son yıllarda yapılan tatil siteleri ve büyük oteller nedeniyle değişime uğramıştır.
Bitez
Bodrum Yarımadasının güneyinde, Gümbet'in biraz ilerisinde bulunan Bodrum Yarımadasının önemli narenciye yetiştirme alanlarından biridir. Aniden derinleşmeyen deniziyle çocuklar için ideal bir plajdır ve rüzgar sörfü ile dalış sporlarına elverişlidir. Sahile bakan lokantalarda her tür balık bulunabilir. Mandalina bahçeleri arasındaki taş evler ve Süslü Kilise görülmeye değerdir.
Çökertme
Mavi yolculuğa çıkanların ya ilk ya da son uğrak yeri olan Çökertme, Bodrum'un doğusundaki Gökbel köyünün küçük bir semtidir. Denize girmek için ideal bir yer olmasının yanı sıra yatların konaklayabilecekleri çok sayıda koya da sahiptir.
Göltürkbükü
Bodrum Yarımadası'nın kuzeybatısında bulunan Türkbükü ve onun kıyısındaki Gölköy'den oluşan mahalledir. Antik dönemdeki adı Karyanda'dır. Burası Myndos ile Bargylia arasında bir liman kenti idi. Kentle ilgili bilgiler sınırlıdır. Yakın zamana kadar Bodrum'un en sakin tatil beldelerinden biri olan Göltürkbükü, günümüzde sosyetenin akın ettiği bir turizm merkezi haline gelmiştir.
Gümüşlük
Yarımadanın batısında, Bodrum ilçe merkezine 25 km uzaklıkta bulunan ve antik Myndos kentinin kalıntıları üstüne kurulmuş bir mahalledir. Sahildeki lokantalar, balık yemek isteyen turistlerin akınına uğrar. Sığ denizden yürüyerek hemen karşıdaki Tavşan Adası'na gitmek mümkündür. Korunaklı limanı, yatların uğrak yerlerinden biridir.
Gündoğan
Yarımadanın kuzeyinde, sahili dalış meraklıları için son derece elverişli, Göltürkbükü ile Yalıkavak arasında ve Güllük Körfezi'nin güneyinde bulunan yerleşim. Eski adı Farilya'dır. Yarımadanın en uzun plajlarından biri olan Gündoğan plajı turistler için çekim merkezidir. Gündoğan'dan hareket eden günübirlik tekne turlarına katılarak, Apostol Adası'na ulaşılabilmektedir. Yarımadanın eski yerleşimlerinden biri olan Gündoğan'da kaya mezarları, tarihi sarnıçlar ve kiliseler, görülmeye değer yerlerdir.
Gümbet Plajı
Yarımadanın güneyinde, Bodrum'a 2 km uzaklıktadır. Plaj, ince kumu ve sığ suyuyla ünlüdür. Gümbet yolu üzerinde, Büyük İskender'in kente girdiği Myndos Kapısı bulunur. Halikarnassos'un giriş kapılarından biri olan Myndos Kapısı kent ile ilgili kalıntıların en önemlilerinden biridir. Çevresinde Helenistik ve Roma dönemlerine ait tonozlu mezarlar da bulunmaktadır.
Kadıkalesi
Yarımadanın batısında, Turgutreis'in 4 km kuzeyinde bulunan eski Leleg kentlerinden biridir. Yeşili bol olan yöre, turistik açıdan gittikçe gelişmektedir. Köyün adı, içindeki Helenistik dönem kalesinden gelmektedir. Kıyı şeridinde otel ve restoranlar bulunmaktadır. Narenciye bahçeleri ile çevrili köy Bodrum'a 21 km uzaklıktadır.
Karaada
Yarımadanın güneyinde, Bodrum Limanı'na 5 km uzaklıktadır. Adaya limandan her gün motor seferleri yapılmaktadır. Arda'daki
Fok Mağarası ve
Güzellik Ilıcası büyük ilgi görmektedir.
Karaincir
Yarımadanın güneyinde, Bağla Koyunun batısında, ince kumu ve rüzgar almayan deniziyle turistlerin ilgisini çeken bir yerdir. Geniş kumsalı boyunca oteller ve restoranlar bulunmaktadır.
Mazıköy
Bodrum - Milas yolunda, Bodrum'a 50 km uzaklıktadır.
Mazıköy'de küçük pansiyonlar ve restoranlar bulunmaktadır. Mavi Yolculuk'ta bir uğrak yeri konumundaki Mazıköy’e Bodrum merkezden günübirlik cip turları da düzenlenmektedir.
Torba
Yarımadanın kuzeydoğusunda. Bodrum'a 9 km uzaklıkta bulunmaktadır. Gülbahçe adıyla da anılır. Balık avcılığı için çok uygundur. Kıyı boyunca pansiyonlar, restoranlar ve barlar bulunmaktadır.
Turgutreis
Bodrum'a 25 km uzaklıktadır. Yarımadanın batı ucunda yer alır. İnce kumlu bir plajı vardır. Adını aldığı
Turgutreis tahminen 1458 yılında bu beldede, Seroz köyünde dünyaya gelmiştir. O dönemde Bodrum Kalesi Rodos Şövalyelerinin elinde idi ve yarımada Hristiyan korsanların akınlarına açık durumdaydı. Bu yüzden Türk yerleşimleri genelde denizden uzak kuruluyordu. Turgutreis'in doğduğu Seroz da bir dağ köyüdür. Turgutreis, günümüzde gelişmiş bir turizm merkezi görünümündedir.
Yalıkavak
Bodrum'un kuzeybatısında, merkezden 19 km uzaklıkta bulunan yerleşim. Kumsalları ile ünlüdür. Beldede turistlerin konaklayacağı birçok otel, motel ve pansiyonun yanı sıra restoran, çay bahçeleri ve barlar bulunmaktadır. Eskiden narenciye ağırlıklı tarımla uğraşan bir köy görüntüsü çizen Yalıkavak, günümüzde Türkiye'nin en ünlü turizm merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Yapmadan Dönme!
» Bodrum Kalesi'ni görmeden,
» Mausoleum'un kalıntılarını görüp öyküsünü öğrenmeden,
» Mazı'ya gitmeden,
» Çevredeki koyları gezmeden,
» Barlar Sokağında turlamadan, DÖNME!
Bodrum'da Ne Yenir?
Bodrum'da hem Türkiye, hem de Dünya mutfağından lezzetler tadabileceğiniz onlarca iyi lokanta var.
Bodrum Nerede, Nasıl Gidilir?
Bodrum;
İstanbul'a 846 km,
Ankara'ya 720 km ve
İzmir'e 280 km uzaklıkta. Hemen hemen tüm kentlerden Bodrum'a otobüs seferleri yapılıyor. Bodrum'a uçakla da ulaşmak olanaklı. Bodrum otogarından yarımadadaki tüm koy ve kasabalara minibüsler çalışıyor.