Sönmüş bir yanardağın eteklerindeki
Kula; tarihi arastaları, camileri, kiliseleri, daracık sokakları, hayranlık uyandıran evleri, binlerce yıllık ayak izleri ve peri bacalarıyla keşfedilmeyi bekliyor.
Kula Evleri
Arnavut kaldırımlı daracık sokakları, hayatlı ve eyvanlı evleriyle geçmişi günümüze taşıyan bir ilçe
Kula. Kula evleri ise kapı tokmaklarından cumbalarına kadar görsel bir şölen sunuyor. Kula'nın eski mahallelerinde geleneksel Türk ve Rum evleri yan yana görülüyor. Rum evlerini Türk evlerinden ayıran en önemli fark kapısının direkt olarak sokağa açılması.
Mahremiyetin esas alındığı Türk evlerinde eve duvarlarla çevrili bir avludan sonra giriliyor. Taş döşeli avlularda fırın, tuvalet gibi birimler yer alıyor. Evlerde kullanılan ana malzeme ise ahşap. Genellikle iki katlı olan evlerin zemin katlarında ahır, kiler, mutfak gibi mekanlar, üst katında da günlük yaşamın geçtiği odalar yer alıyor. Açık sofalı evlerin üst katının bir cephesi sokağa, bir cephesi de avluya bakıyor.
Avlunun sokağa bakan cephesi de kapatılarak buraya ahşap kafesli ya da parmaklıklı pencereler konulmuş. Evler adeta birbiriyle neredeyse öpüşecek şekilde cumbalarla daracık sokaklara taşıyor. Cumbaların altı ve kapıların çevresi genelde kalem işleriyle süslenmiş ve rengarenk boyanmış.
595 tescilli tarihi evin bulunduğu Kula’da
Zabunlar Konağı,
Palanduz,
Beyler,
Göldeliler ve
Tamburacılar evi başta olmak üzere insanı hayran bırakan birçok yapı bulunuyor. Zaferiye Mahallesi 96. sokaktaki
Beyazoğlu evi de kapı kemerindeki 1860 tarihli Bizans kartalı ve kalem işi süslemeleriyle dikkat çekici. Eski Zafer İlkokulu da aslında Rum zenginlerinden
Damyon Efendinin konağıymış. Baş rolünü Şener Şen’in oynadığı
“Değirmen” filmi bu konakta çekilmiş. Akgün Mahallesindeki
Kenan Evren’in doğduğu eski Rum eviyse
Etnografya Müzesi yapılmış. Tam karşısındaki
Kestaneciler Evi olarak bilinen Türk evi de restore edilmiş ve yöreden toplanan eşyaların sergilendiği bir müzeye dönüşmüş.
Tarihi Güzellikleri
Kurşunlu Camisi,
Hacı Abdurrahman Camisi ve
Eski Cami, Kula'daki tarihi camilerin en güzelleri. Zemin seviyesinin üç, dört metre aşağısındaki, merdivenlerle inilen ve halk arasında çukur çeşme olarak adlandırılan tarihi çeşmeler de dikkat çekici.
Kula Çarşısı da artık yok olmaya yüz tutmuş saraçlık, semercilik, keçecilik gibi birçok mesleğin son kalesi adeta.
1908 yılında 11.834 nüfusa sahip olan ilçede 2582 Rum yaşıyormuş. Türklerle Rumlar aynı mahallelerde oturuyormuş. Kula'nın özellikle Zaferiye (Kuzguncuk) ve Akgün (Hıdırilyas) mahallerinde Rumlardan kalma evlerle iki
kilise ve bir
şapelin kalıntısı var. Ana dili Türkçe olan Kula Rumları Karamanlıca (Yunan alfabesiyle Türkçe) yazıp çiziyorlardı. Bunlardan biri olan gazeteci
Evangelinos Misailidis (1820-1890) ise birçok ilke imza atmıştı. Misailidis’in 1851 yılında çıkardığı
Anatoli adlı gazete (Karamanlıca) ilk bağımsız Türkçe gazete, 1872 yılında yayımlanan
“Temaşa-i Dünya Cefakar-ü Cefakeş” adlı eseriyse ilk Türkçe roman olarak tarihe geçmiştir.Yanık Ülke: Kula
Kula ilçe merkezinden başlayıp Demirköprü Barajının batısına kadar uzanan 50 km uzunluğunda ve 15 km genişliğindeki alan, Türkiye'nin en genç yanardağlarının bulunduğu volkanik bir bölge. Antik dönem yazarlarından Strabon yöreyi “Yanık Ülke” anlamına gelen Katakekaumene olarak adlandırmıştı. Kula çevresinde yörede Divlit olarak adlandırılan 68 genç volkan konisi bulunuyor. Kaplan ve Sandal köyleriyle ilçenin kuzeyinde yer alan volkan konileri ve oluşumlar çok etkileyici. Kula-Uşak karayolu üzerinde Gediz Nehri'nin üst kısmında da peri bacaları görülüyor. Kapadokya’yı andıran yöre bu yüzden
Kuladokya olarak da adlandırılıyor.
Salihli’den Demirci’ye doğru 25 km gittikten sonra Demirköprü baraj gölüne ulaşılıyor. Burada eteklerinde terk edilmiş Çakallar köyünün bulunduğu Divlittepe olarak adlandırılan volkan konisinde 10-12 bin yıl önce yaşamış insanların ayak izleri bulunmuş. Divlittepe’de volkanın patlamasıyla 5-10 metrelik cüruf tabakasının altında kalan tepeden aşağıya doğru yürüdüğü anlaşılan iki insanın ayak izleri bu sayede fosilleşerek günümüze dek korunmuş. İlk bulunduğunda 200 kadar olduğu bilinen izlerden şimdi 10-12 kadarı yerinde görülebiliyor. Ayak izlerinin 60 tanesi ise Ankara'daki
MTA Doğa Tarihi Müzesinde sergileniyor.
Eğer
Kula yakınlarında iseniz, ilçenin yakın civarında bulunan ve Yunus Emre ve Tapduk Emre'nin mezarının bulunduğu kabul edilen
Emre Köyü ile Anadolu uygarlığının kilometre taşlarından biri olan
Sardes Antik Kenti'ni görmeden bölgeyi terk etmeyiniz.
Yapmadan Dönme!
» Tarihi evlerini gezmeden,
» Peribacalarını görmeden,
» Leblebi almadan, DÖNME!
Kula'da Ne Yenir?
Kula'ya özgü yemekler arasında Makarna Böreği, Kuzu Oğlak Dolması, Darplı Ciğer, Kakırdaklı ve Gicirgenli Pide başta geliyor. Kula'nın leblebisi de çok ünlü, ilçedeki onlarca imalathanede leblebi üretiliyor. Bu imalathanelerde, kıtır, tuzlu, biberli, şekerli, karanfilli ve meyve aromalı gibi çeşitli, kaplamalı leblebi üretiliyor. Kulalılar Çorum'a bile buradan leblebi gittiğini söylüyorlar.
Kula Nerede, Nasıl Gidilir?
İzmir-
Ankara karayolu üzerindeki Kula İzmir'e 120 km,
Manisa'ya 124 km uzaklıkta. İzmir ve Manisa'dan Kula ya düzenli araç seferleri yapılıyor. Peri bacaları Kula'ya 16 kilometre uzaklıkta Burgaz köyü yakınlarında.