Urla yakınlarındaki Bademler ülkemizde tiyatrosu olan ilk ve tek köy. Bademlerin geçmişi iki yüz yıl öncesine kadar gidiyor.
Bademler köyünün Tahtacı Alevi olan halkı 19. yüzyılın başına kadar bu yörede göçebe olarak yaşıyormuş. Ormanlardan ağaç kesip, tahta biçip odun satıyorlarmış.
Zamanla göçebeliği bırakıp yerleşik yaşama karar verince buraya yerleşmişler. Çevredeki badem ağaçları nedeniyle köy Bademler olarak adlandırılmış. Bademler halkı çalışkan olmasına rağmen başlangıçta çok yoksulluk çekmiş. Yoksulluğun nedeni ise susuzluk ve büyük bir emekle yetiştirdikleri tütünün para etmemesiymiş. Bu yazgıyı değiştirmek için 1962 yılında bir kalkınma kooperatifi kurup güçlerini birleştirmişler.
Bademler Köy Tiyatrosu
Köye tiyatro sevgisini 1925 yılında atanan öğretmen Mustafa Anarat aşılamış. Daha İzmir’de Devlet Tiyatrosu yokken Bademler köyünde tiyatro oyunları sahnelenmiş. 1933 yılından günümüze kadar her yıl Bademler köyünde bir ya da iki oyun oynanmış ve tiyatro Bademler köyünde yaşamın bir parçası olmuş.
Tiyatro binalarını da imece usulüyle yapmışlar,
Bademler tiyatro binasına kavuştuğunda birçok büyük kentin tiyatrosu yokmuş, (hala yok!)
Bademler Tiyatrosu bazen çevre köylere de gidip oyunlar oynuyor, bazen de profesyonel tiyatrolar köyde oyunlarını sahneliyor. Ankara Ekin Tiyatrosundan Ferhan Şensoy'a kadar birçok tiyatrocu köyde oyunlarını sahnelemiş.
Bademler tiyatrosunun oyuncusu, yönetmeni, ışıkçısı yani kadrosunun tamamı köylüler. Gündüz tarlada çalışıp, akşamları tiyatronun yolunu tutuyorlar. Burada hiç kimse gerçek adıyla tanınmıyor, insanların canlandırdıkları roller lakabı oluyor; hatta lakapları mezar taşlarına bile yazılıyor. Shakespeare Ahmet, Juliet Zeynep, Mişon Emmi gibi. 1963 yılında Berlin Film Festivalinde Altın Ayı ödülü kazanan Susuz Yaz filmi de Bademler’de çekilmiş, Necati Cumalı'nın aynı adlı romanından uyarlanan filmin yardımcı oyuncuları ve figüranları Bademler köyü halkındanmış.
Bademler uzaktan bakıldığında sıradan bir köy gibi görünüyor, ancak köyde dolaştıkça insan şaşkına dönüyor. Köyde 78 yıldır kapılarını açık tutan bir kütüphane var.
Türkiye’nin ilk oyuncak müzesi de Bademler köyünde kurulmuş. Bu kadarla bitmiyor. Köyde ambalaj atıkları ayrıştırılarak toplanıyor. Pazar günleri de köyün meydanında yöresel ürünlerin satıldığı bir pazar kuruluyor.
Bademler köyünde ulusal bayramlarla, Nevruz, Hıdrellez, Deniz Bayramı ve Derme devşirme günü coşkuyla kutlanıyor. Köyün en ilginç geleneklerinden biri ise Derme devşirme. Bazı perşembe sabahları kadınlar çeşitli kılıklara giriyor ve dümbelekle, tefle köyde dolaşarak bir yandan eğlenip-eğlendiriyor, bir yandan da evlerden yemeklik malzeme topluyor. Toplanan malzemeyle köyün içinde üç yol ağzında kazanlar dolusu yemek pişirilip dağıtılıyor. Halk arasında Derme devşirme çorbasından içen kişinin yıl boyunca hastalanmayacağını inanılıyor.
Yapmadan Dönme!
» Bademler Tiyatro Binasını gezmeden,
» Oyuncak müzesini görmeden,
» Derme devşirme çorbasından içmeden DÖNME!
Bademler Köyünde Ne Yenir?
Urla'da olduğu gibi kuzu kol sarma; yöresel otlar, yumurta, un ve lordan yapılan Çalkama; gelincik çiçeğinden yapılan Gelincik Şurubu ve Damat Helvası Bademler köyünde de meşhur.
Bademler Köyü Nerede, Nasıl Gidilir?
İzmir-
Seferihisar karayolu üzerindeki Bademler köyü İzmir'e 35 km, Seferihisar'a ve
Urla'ya 9 km uzaklıkta.
Bademler köyüne İzmir'den 320 numaralı belediye otobüsüyle gidilebiliyor.