Çatalca, Karadeniz’in kıyısındaki kumsalları, ormanları, gölleri, kaynak suları, mesire alanları ve tarihi zenginlikleriyle, İstanbul’un stresinden bunalanların ilk adresi. Üstelik burada Istranca Ormanlarının yemyeşil örtüsünün ardına gizlenmiş bir tarih yatıyor.
Çatalca'nın ilk olarak İnceğiz köyü civarında kurulduğu ve daha sonra şimdi bulunduğu yere taşındığı kabul ediliyor. Yer yer görülen surların Bizans’tan kaldığı sanılıyor. İlçe merkezindeki
Çatalca Hamamı,
Ferhatpaşa Camisi,
Hacı Mahmut Çeşmesi ve
Çatalca Tren İstasyonu Osmanlı döneminden kalma önemli tarihi yapılar.
Trakya’da Karadeniz kıyısı boyunca görülen kayalara oyulmuş yerleşimlere
Çatalca çevresinde de rastlanıyor. Çatalca yakınlarındaki İnceğiz köyündeki mağaralar, İhsaniye köyündeki İki Göz ve Kocakuyu adlı iki mağara, Elbasan köyünde içinde el figürleri bulunan ve köye adını veren mağara Kapadokya’dakilere benzer kaya yerleşimleri.
İnceğiz Mağaraları
İnceğiz mağaraları olarak bilinen yerleşim dört katlı. İkinci katında tavanına haç oyulmuş küçük bir kilise de var. Kilisenin varlığı burasının bir manastır olduğuna da işaret ediyor. Kayalara oyulmuş merdivenlerle katlar arasında bağlantı sağlanmış. Kayalığın çevresindeki patikalar sayesinde bütün katlarına çıkılabiliyor.
İnceğiz Mağaralarına yöre halkı Kemal Sunal Mağarası diyor. Bazı Kemal Sunal filmlerinin burada çekildiği söyleniyor. Mağaranın önünden Karasu Deresi akıyor. Derenin kıyısında ücretli bir piknik alanı bulunuyor. Özellikle hafta sonları burası dolup taşıyor. Kabakça, İhsaniye, Akalan, Subaşı, Çanakça ve Karacaköy’de içinde buz gibi suların aktığı başka piknik alanları da var.
Tarihi Su Kemerleri
Tarih boyunca
İstanbul, suyunu ve odun ihtiyacını bu yöreden sağlamış. Bizans döneminde kemerlerle su taşınmış yöreden, Gümüşpınar köyü yakınlarındaki Ballıgerme ve Kurşungerme kemerleri sapasağlam ayakta duruyor. Geçtiğimiz yüzyılda Terkos Gölünün suyu verilmiş İstanbullulara ve şebeke suyuna Terkos denilmiş. Çevrede birçok şifalı su kaynağı da var. Akalan, İhsaniye, Istranca, Gümüşpınar, Karamandere ve Ayazma kaynak suları buradan çıkıyor.
Anastasios Suru
Karacaköy’den Evcik Plajına giden yol üzerinde ormanların içine gizlenmiş bir hazine var:
Anastasios Suru (Uzun Duvar). Ancak sormadan bulmak ya da farkına varmak olanaksız, zira herhangi bir tabelası yok. Bizans İmparatoru Anastasios tarafından 507-511 yıllan arasında Hun saldırılarını engellemek ve İstanbul surlarının dışında kalan saray, kilise, manastır gibi yapıları korumak amacıyla yaptırılan Uzun Duvar, İstanbul'a (Topkapı) yaklaşık 65 km uzaklıkta.
Silivri'nin yaklaşık 3 km batısındaki Karınca Burnundan başlayıp Karadeniz kıyısındaki Evcik İskelesine kadar 56 km boyunca uzanıyor. Çin Seddinden sonra dünyanın ikinci büyük suru olduğu söyleniyor. Karacaköy-Yalıköy arasındaki Evcik Plajına giden asfalt yol boyunca görülen duvar yaklaşık 2,5 km sonra yoldan ayrılıp ormanın içine doğru yöneliyor ve bir süre sonra gözden kayboluyor. Meşe ormanları arasındaki duvar bu civarda oldukça iyi durumda. Uzun Duvarın en yüksek yeri 5 metre, kalınlığı da 3 - 3,5 metre arasındaymış. Şimdi yüksekliği ancak üç metreyi buluyor.
Geçtiğimiz yüzyıla kadar büyük bölümü ayaktaymış, 1960’lı yıllarda duvarın Karacaköy yakınlarındaki bölümü devletin dozerleriyle yıkılmış ve taşları köylülerce kullanılmış. Evcik İskelesinde buraya kadar ulaştığı bilinen duvardan bir iz görülmüyor, ancak tepede çatısı çökmüş bir Bizans kilisesinin kalıntıları var.
Ormanlı Plajı
Evcik İskelesi olarak bilinen kumsal, yörenin en bakir yerlerinden biri; birkaç derme-çatma baraka dışında hiçbir yapı yok. Karacaköy’e gelmeden ayrılan bir başka yol ise Ormanlı Plajına gidiyor.
Ormanlı Plajı sürekli esen rüzgarı ve kum duvarları nedeniyle yamaç paraşütü için son derece uygun bir yer.
Yalıköyde Gezilecek Yerler
Karacaköy’ün içinden geçen yol Yalıköy’e kadar ulaşıyor. Yalıköy Karaburun’la birlikte Çatalca'nın Karadeniz kıyısındaki iki sahil köyünden biri. Eski bir Rum balıkçı köyü olan Yalıköy’e Rumlar çizme anlamına gelen
Podima diyormuş ve bir zamanlar korsan yatağıymış. Sezonun kısa olması nedeniyle turizm fazla gelişmemiş. Oysa yer yer 100 metre genişliğinde ve 12 kilometre uzunluğunda kumsalı var. Yalıköy sahilinde birkaç balıkçı lokantası ve otel dışında turistik tesis yok, bu yüzden tenha bir yer.
Yalıköy’den Kıyıköy’e doğru giden 13 kilometrelik yol şimdilik yapılaşmanın olmadığı bir başka cennete varıyor:
Çilingoz. Milli Parklara bağlı orman içi dinlenme yerinde günübirlik piknik ya da çadırda kamp yapıla biliniyor.
Yapmadan Dönme!
» inceğiz Mağaralarını gezmeden,
» Uzun Duvarı keşfetmeden,
» Yalıköy'de balık yemeden,
» Çilingoz, Yalıköy, Ormanlı ya da Evcik plajlarında yüzmeden,
» Terkos Gölünü görmeden,
DÖNME!Ne yenir?
Yalıköy balıkçı köyü olduğu için başta sardalya, lüfer, palamut ve kalkan olmak üzere Karadeniz'in tüm balıklarını tadabilirsiniz.
Yalıköy Nerede, Nasıl Gidilir?
İstanbul'a 105 km uzaklıktaki Yalıköy'e ulaşmak için Çatalca-Subaşı-Kestanelik-Çanakça-Dağyenice-Karacaköy rotasını izlemek gerekiyor. Evcik Plajı ve İnceğiz Mağaralarına gitmek için özel araç şart. Yenibosna'dan kalkan İETT otobüsleriyle bir saatte Yalıköy'e ulaşılıyor.